Enflasyon Göstergeleri, geçtiğimiz haftanın ekonomi gündeminin merkezinde Mayıs ayı Enflasyon verileri ve TCMB PPK kararları yer aldı.
Nisan ayında yönünü tekrar yukarı çeviren TÜFE, mayıs ayında döviz kurundaki hareketliliğin de etkisiyle ivmesini hızlandırdı ve yıllık bazda %12,15 seviyesinde gerçekleşti. Aylık artış ise bu dönemde piyasa beklentilerin üzerinde %1,62 oldu. Aylık TÜFE’deki 162 puanlık artışın 115 puanı giyim, ulaştırma ve gıda kalemleri katkısıyla gerçekleşti. Giyim fiyatlarında mevsimsel olarak nisan-mayıs aylarında yükseliş trendi söz konusu olurken, Mayıs ayı boyunca değer kaybeden TL, ulaşım ve gıda fiyatlarını yukarı yönlü baskıladı. Gıda fiyatlarındaki artışta özellikle işlenmemiş (meyve – sebze dışı) gıda fiyatları etkili olurken,. Ramazan ayı da artışı etkileyen faktörler arasında yer aldı. Yıllık çekirdek enflasyon – C Endeksi – da enflasyondaki katılığa işaret eder şekilde, endeks tarihinin en yüksek rakamına ulaşarak mayıs ayında yıllık %12,64 seviyesinde gerçekleşti.
Yurtiçi ÜFE ise Mayıs ayında ivmesini oldukça hızlı artırarak 2004 yılından bu yana endeks tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı ve yıllık artış %20,16 düzeyinde gerçekleşti. Aylık artış %3,79 seviyesine ulaşırken, tabana yayılan bu artışta bir çok sektör etkili oldu. Döviz kurundaki hareketlilik petrol, metal ürünler ve gıda fiyatları üzerinde etkili olurken; OSB’lerde elektrik fiyatlarında %30’luk artışa neden olan «Son Kaynak Tedarik Tarifesi» aylık artışta en yüksek katkının elektrik kaleminden gelmesine neden oldu. Yi – ÜFE’deki tarihi yüksek seviyenin önümüzdeki süreçte TÜFE üzerinde ek baskı yaratması bekleniyor.
Önümüzdeki aylar içerisinde ÜFE kaynaklı maliyet baskısının yanı sıra, döviz kuru hareketleri ile düşük baz etkisi gibi faktörler nedeniyle özellikle TÜFE üzerinde yukarı yönlü hareketin öngörülebilir gelecekte önümüzdeki iki ayda devam edeceği düşünülüyor. Yılsonunda TÜFE’nin geçtiğimiz yıl sonuna yakın bir seviyede gerçekleşmesi bekleniyor.
Yeni haftada açıklanacak 2018 1.Çeyrek Büyümesi, gündemin en önemli maddesi.
Hafta içerisinde beklentilerin üzerinde gelen TÜFE verisi ardından gözler TCMB’nin gerçekleştireceği PPK’ya çevrilmişti. Merkez Bankası toplantıda piyasa beklenti ortalamasının oldukça üzerinde bir artışla, haftalık repo faizini 125 baz puan artırarak %17,75 seviyesine çekti. Sadeleşme adımının bir göstergesi olarak diğer faiz oranlarına açıklama metninde yer verilmezken, gecelik borçlanma/borç verme faizi %16,25/19,25 olurken geç likidite penceresi oranı %20,75 seviyesine yükseldi. Karar sonrası yapılan açıklamada ek parasal sıkılaştırmanın nedeni olarak enflasyon ve enflasyon beklentilerinin bulunduğu yüksek seviyelere dikkat çekilirken, fiyat artışlarının tabana yayılan bir nitelik gösterdiğine vurgu yapıldı. Karar sonrasında hafta içerisinde %2,5 seviyesinde değer kazandı.
Mayıs ayında reel efektif döviz kuru 77,85 oldu. Böylelikle TL’nin reel değeri Ocak 2003’ten bu yana en düşük seviyeye gerilemiş oldu. Reel efektif kurun azalışı, TL’nin reel olarak değer kaybettiğini, diğer bir anlatımla Türk mallarının yabancı mallar cinsinden fiyatının düştüğünü gösteriyor.
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s daha önce izlemeye aldığı 17 Türk bankasının notunu düşürdüğünü açıkladı. Bununla birlikte kuruluş bu 17 bankayı da kapsayan toplam 19 finansal kurumu daha fazla not indirimi için izlemeye aldı. Aynı şekilde hafta içerisinde de 11 Türk şirketin kredi notunu indirim için izlemeye aldığını duyurmuştu.
Önümüzdeki hafta bayram nedeniyle 3,5 iş günü olmasına rağmen yoğun bir veri gündemi bizleri bekliyor. Pazartesi günü 2018’in ilk çeyrek büyüme verisi ile birlikte açıklanacak Nisan ayı cari denge verileri yakından takip edilecek. 2018’in ilk çeyreğinde Türkiye’nin %7’nin üzerinde bir büyüme gerçekleştirdiği tahmin ediliyor. Bununla birlikte 2. çeyrekte ekonomik aktivitede konuşulan yavaşlamanın ne ölçüde olduğunu görebilmek adına kuvvetli bir gösterge olan sanayi üretim endeksinin nisan ayına yönelik sonuçları da yakından takip edilecek.
