Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, NTV canlı yayında Türkiye eğitim sistemi hakkında önemli değerlendirmelerde bulunarak soruları yanıtladı.
“Milli Eğitim Akademisi’nin ülke genelinde nasıl bir organizasyonu olacak? Eğitim uygulama merkezleri sistemi hayata geçecek. Bu merkezler tek bir lokasyonda mı yoksa farklı illerde mi hizmet verecek?” sorusu üzerine Tekin, Akademi’nin uzun süredir gündemde olan bir yapı olduğunu ifade etti.
Milli Eğitim Akademisi’nin Ekim ayında Türkiye’de yasalaştığını hatırlatan Tekin, 1 Ocak’tan itibaren Milli Eğitim Akademisi ve ilgili kuralların resmen kurulduğunu ve çalışmaların hızla devam ettiğini belirtti.
Bakanlığa bağlı hizmet içi eğitim merkezlerinin uygun altyapıya sahip olanlarının Akademiye dönüştürülmesi yönünde sürecin başlatıldığını aktaran Tekin, “Ayrıca, kamu kurumlarına veya bakanlığımıza ait fiziki özelliklere sahip binaları da Milli Eğitim Akademisi’ne dönüştürmeyi planlıyoruz. Her ilde bu merkezlerin kurulacağına dair kesin bir ifade yok. Öncelikle 30 civarında ilde kurmayı hedefliyoruz ve şu an bu konudaki çalışmalar devam ediyor. 1 Eylül tarihine kadar da bu merkezler faaliyete geçecek.” açıklamasında bulundu.
Akademi’deki eğitimin 14 aylık bir süre boyunca gerçekleşeceğini belirten Tekin, öğretmen adaylarının bu sürecin büyük bir kısmını uygulamalı derslerle geçireceklerini vurguladı.
2024 KPSS ile son kez öğretmen ataması gerçekleştirilecek
Bakan Tekin, şunları söyledi:
“Öğretmen adaylarımız artık KPSS yerine, Akademiye Giriş Sınavı’na tabii olacaklar. ÖSYM işbirliğiyle organize edilen bu sınav, ilk kez 13 Temmuz’da yapılacak. Sınav sonuçlarına göre, ihtiyaç duyduğumuz öğretmen sayısı baz alınarak, Akademi’ye öğretmen adayı alımı gerçekleştireceğiz. Asgari ücretin biraz üstünde bir ücretle aday öğretmenleri alacağız. Bu kişiler devlet memurları olmayacak; sadece öğretmen adaylığı sürecini tamamlamak üzere görevlendirilmiş bireyler olacak. Verilecek derslerin bir kısmı teorik olarak gerçekleşecek. Teorik derslerin ardından öğretmen adayı arkadaşlarımız bir sınava girecekler. Başarılı olanlar, uygulamalı eğitim aşamasına geçecek. Uygulama eğitiminde ise çoklu değerlendirme sonuçlarına dayanan bir mekanizma uygulanacak.”
Tekin, 2024 KPSS ile son bir kez öğretmen ataması yapılacağını belirterek, bu süreçten sonra yeni sistemle atamaların gerçekleştirileceğini ifade etti.
“Eğitim fakülteleriyle Akademi’deki eğitim arasında ne gibi farklar var?”
Bakan Tekin, “Eğitim fakülteleri ile Akademi’deki eğitimde nasıl bir farklılık var? Adaylar eğitim fakültesinde öğrenmediği neleri görecek?” sorusuna yanıt vererek, üniversitelerin lisans programlarında akademik eğitim verildiğini söyledi.
Akademi’nin, akademik eğitim yerine, doğrudan okullarda uygulanacak program çerçevesine odaklanacağını belirten Tekin, çocuklara öğretmek istenen her şeyin Akademi’de işleneceğini vurguladı.
Akademi’nin uygulama merkezlerinde, üniversiteler ve onların ilgili birimleriyle iş birliği içinde çalışacaklarını ifade eden Tekin, “Bu iş birliği sayesinde üniversitelerde ders vermek ya da geçici görevlendirme yoluyla Akademi’nin süreçlerine katılacak öğretmenlerimizi aramıza alacağız. Burada asıl amacımız, öğretmen adayı arkadaşlarımızın, uygulamalı eğitim aşamalarını daha yoğun bir şekilde alarak, mesleğe başladıklarında yabancılık çekmeden başarılı bir şekilde mesleklerini icra edebilmeleri için gerekli zemini oluşturmaktır.” dedi.
Akademi’de başarılı olan adayların atanacağını ve puan üstünlüklerine göre tercih yapacaklarını bildiren Tekin, ihtiyaç duydukları öğretmen kadrolarının hangi okullarda olduğunu da ilan edeceklerini ifade etti. Başvurular alındıktan sonra, başarı puanlarına göre yerleştirmelerin yapılacağını açıkladı.
Torpilin işlemediği, engellendiği bir mekanizma
Bakan Tekin, “Son atamadan sonra mülakatta mağdur olduğunu belirtenler var. Bu bağlamda sosyal medya üzerinden de bir mücadele sürdürülüyor. 20 bin öğretmen alım süreci devam ediyor, ancak itirazlar hakkında ne söylemek istersiniz?” sorusunu yanıtlarken, süreç başında torpilin işlemediğini ve bunu engelleyecek bir mekanizma oluşturacaklarının altını çizdi.
Mülakat sürecinde yapılan önlemler hakkında bilgi veren Tekin, şunları kaydetti:
“Burada geldiğimiz nokta şu; sonuçlar ilan edildi, atamalar yapıldı. Artık ben idareci olarak kendi başıma bir düzelti yapamam. Bunun için elimde hukuki bir dayanak olmalı. Haksızlık yapıldığına dair bir karar olmalı. Ancak bugüne kadar arkadaşlar itiraz ediyor; ‘Notları, atamaları yeniden gözden geçirelim’ diyorlar. Böyle bir durum hukuk devleti ilkesiyle çelişir, bunu nasıl yapabiliriz? Tüm tedbirleri aldık ve ileride eğer hatalar varsa, itirazlar yoluyla değerlendirme yapılabilir. Bu konudaki itirazlar yargıya taşınabilir. Nihayetinde bu süreçte zerre miktarı torpil ya da kayırmacılığa yer olmadığını sağlamakta kararlıyız. Kimsenin hakkını yemeyeceğiz. Bu, Sayın Cumhurbaşkanımızın da talimatıdır. Kul hakkı yemeden, adil bir şekilde sınav ve mülakat süreçlerimizi yürüttük.”
Özel okullardaki fiyatlar
Bakan Tekin, özel okul ücretlerine dair yönetmelik değişikliği hakkında sorulan bir soruya cevap vererek, 12 bin özel okul arasında 22 okulda kamuoyunu rahatsız eden fiyatların bulunduğunu belirtti.
Özel okullardaki hizmet kaliteli bir eğitim sunma amacına göre fiyatlandırıldığını aktaran Tekin, bu kapsamda farklı kategorilerde okulların bulunduğunu ve alınan hizmete göre ödenen miktarların değişiklik gösterebileceğini ifade etti.
İlk defa yapılan hizmet sözleşmesinde bakanlığın denetleme yetkisinin olmadığını kaydeden Tekin, şu şekilde devam etti:
“Bizim yetkimiz, bir kere hizmeti satın aldıktan sonra, hizmeti sunan kişinin her yıl hizmetin devamı süresince ne kadar artış yapabileceği konusunda yönetmelik de düzenliyoruz. Bunu enflasyon artı yüzde 5 olarak tanımladık. Ancak gelecekte enflasyon rakamlarının düşmesi halinde bu yönetmelikte revizyon yapmamız gerekecek. Ama mevcut haliyle enflasyon artı yüzde 5. Bu düzenleme, hizmeti önceden satın alan kişileri kapsıyor.”
750 okul hakkında işlem başlatıldı
Bakan Tekin, bu yılın başlarında yapılan bir yönetmelik değişikliği ile özel okullarda standartların eğitim sürecinin doğal bir parçası olarak kabul edildiğini ifade etti. Sözleşme içerisinde gereksiz ücret alınamayacağını vurguladı. Tekin, 12 bin özel okul içerisinde yanlış uygulama yaptığını tespit ettikleri okullar olabileceğini belirterek, bu tür durumlarla ilgili kendisine bilgi verilmesi halinde, müfettişlerle gerekli incelemelerin yapılacağını kaydetti. Bakan Tekin, eğitim kurumları hakkında alınacak cezaların ciddi olduğunu; aynı suçun birden fazla kez işlenmesi durumunda, idari para cezası ve üç kez tekrarında kapatma cezasının geçirilebileceğini aktardı. 2025 yılında gelen şikayetler üzerine 750 okula işlem başlatıldığını duyurdu.
Tekin, 6 Şubat’ta meydana gelen deprem sonrası, Milli Eğitim Bakanlığı olarak yaklaşık 9 bin 935 dersliğin kullanılamaz hale geldiğini belirtti. Bu okullarda ders yapmanın imkânının olmadığını, ya yangın ya da yıkılma sürecinde olduklarını ifade etti. Ayrıca, güçlendirme çalışmalarıyla 5 bin civarında dersliği eğitim-öğretime açacaklarını слд sıra ise 9 Eylül 2024 tarihinde, 2024-2025 eğitim yılı için kullanılabilir durumda 7 bin 497 dersliğin hazır olacağını belirtti.
Tekin, “Şu anda 9 bin 935 derslik kullanılamaz hale geldiği bir durumdayken yaklaşık 7 bin 500 dersliğimiz sıfırdan inşa edilmiştir. Bu tablo üzerinden siyaset yapmayı da uygun bulmuyorum. 2025 içinde 12 bin 321 dersliğin tamamlanması ya da ihalesinin yapılacağı bilgisini verdikten sonra, şunları ekledi:
“Tamamlandığında, 9 bin 900 dersliğimiz eksik olmasına rağmen, 6 Şubat’ta, 11 ilimizde 19 bin 818 derslik ilave olarak hizmete girecek. Ortalama olarak ifade edersek, toplam 11 ildeki derslik sayımız, 6 Şubat’tan önceye oranla yüzde 12 artmış olacak. Cumhurbaşkanımızın talimatıyla, her il için en az yüzde 10’luk bir artış yapmayı hedefliyoruz. Tüm 11 ilde, 6 Şubat’tan önceki derslik sayımızı minimum yüzde 10 artırmayı amaçlıyoruz.”
“Sendikal özgürlükler anayasamızca güvence altına alınmıştır”
Demokratik hukuk devletlerinde temel hak ve özgürlüklerin anayasal koruma altında olduğunu belirten Tekin, Anayasa’nın eğitim-öğretimin temel haklardan biri olduğunu vurguladı.
Tekin, “Sendikal özgürlüklerle ilgili olan bölüm de, anayasamızda güvence altına alınmıştır. Ancak şöyle bir gerçek var; uluslararası insan hakları literatürü temel hak ve özgürlüklerin kullanımında sınır çizme prensibini vurgular. Temel hak ve özgürlükler, bir başkasının hak ve özgürlüklerine zarar vermemek koşuluyla kullanılabilir.” diye konuştu.
Bakan Tekin, Heybeliada Ruhban Okulu meselesine de değindi. Lozan Anlaşması ile Türkiye’deki azınlıkların dini eğitim haklarının güvence altına alındığını, aynı durumun Batı Trakya için geçerli olduğunu kaydetti.
Yunanistan ile yaptıkları görüşmelerde, Batı Trakya Türklerinin eğitim haklarını tartışmaların merkezine koyduklarını belirten Tekin, “Türkiye’deki azınlık okullarının eğitim haklarını güvence altına alabilmek için gerekli tedbirleri Bakanlık olarak geçmişten beri alıyoruz ve almaya devam ediyoruz. Bu okulların eğitim süreçlerinin devam etmesi için çaba gösteriyoruz. Heybeliada süreci biraz daha farklı işledi. Orayı ziyaret ettik ve görüşmelerimizi gerçekleştirdik. Süreç devam etmekte, nasıl bir eğitim modeli istendiğine dair görüşmelerimizi sürdürdük.” diye konuştu.