Yeşil Dönüşümü Destekleyen Küresel Sistemler ve Girişimler

Yeşil Dönüşümü Destekleyen Küresel Sistemler; Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi, Kyoto Protokolü, Emisyon Ticaret Sistemi, Aichi Biyoçeşitlilik Hedefleri, Paris Anlaşması, Avrupa Yeşil Mutabakatı, Fit for 55...

Yeşil Dönüşümü Destekleyen Küresel Sistemler ve Girişimler

Dünya, iklim değişikliği ve çevresel sorunlarla mücadele ederken, yeşil dönüşüm giderek daha fazla önem kazanıyor. Bu bağlamda, çeşitli küresel sistemler ve girişimler, sürdürülebilir bir geleceği desteklemek amacıyla hayata geçirilmektedir. “Yeşil Dönüşümü Destekleyen Küresel Sistemler ve Girişimler” başlıklı makalemizde, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nden Paris Anlaşması’na kadar, bu önemli girişimlerin tarihlerine ve hedeflerine ışık tutacağız. Kyoto Protokolü ve Emisyon Ticaret Sistemi gibi önemli adımlarla, dünya genelinde toplumsal ve ekonomik değişimlerin yeşil temeller üzerine nasıl inşa edilebileceğini keşfedeceğiz. Eko-sistemlerin korunması için belirlenen Aichi Biyoçeşitlilik Hedefleri ve Avrupa Yeşil Mutabakatı gibi stratejik yaklaşımlar, sürdürülebilir bir gelecek için sunulan çözümleri gözler önüne serecek.

Yeşil Dönüşümü Destekleyen Küresel Sistemler ve Girişimler

Yeşil dönüşümü destekleyen küresel sistemler ve girişimler, dünya genelinde sürdürülebilir kalkınma ve çevresel koruma çabalarının güçlenmesini sağlayan önemli unsurlardır. Bu sistemler, iklim değişikliği ile mücadele, biyoçeşitliliğin korunması ve enerji verimliliği gibi temel hedeflere ulaşmayı amaçlamaktadır.

Bu bağlamda mevcut olan bazı önemli uluslararası anlaşmalar ve girişimler aşağıdaki gibidir:

Anlaşma / Girişim Kuruluş Yılı Açıklama
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 1992 İklim değişikliği ile ilgili uluslararası işbirliğini teşvik eder.
Kyoto Protokolü 1997 Gelişmiş ülkelerin sera gazı emisyonlarını azaltma taahhüdü verir.
Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) 2005 Kirlilik izinleri ticareti yoluyla emisyonların azaltılmasını teşvik eder.
Aichi Biyoçeşitlilik Hedefleri 2010 Biyoçeşitliliğin korunması için global hedefler belirler.
Paris Anlaşması 2015 Dünya genelinde iklim değişikliğini sınırlandırmayı hedefler.
Avrupa Yeşil Mutabakatı 2020 Avrupa’nın iklim nötr bir kıta olması hedefini belirler.
Fit for 55 2021 Karbon emisyonlarını 2030 yılına kadar %55 azaltmayı amaçlar.

Bu tür küresel sistemler, sadece ülkeler arasında değil, aynı zamanda özel sektör ve sivil toplum kuruluşları gibi diğer aktörlerle işbirliği içinde çalışarak, yeşil dönüşümü teşvik etmeyi hedeflemektedir. Uygulanan stratejiler ve yapılan projelerle birlikte, tüm bu girişimler çevresel sürdürülebilirliği sağlamak ve gelecek nesiller için yaşanabilir bir dünya bırakmak adına önemli bir rol oynamaktadır.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi – 1992

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS), 1992 yılında Rio de Janeiro’da düzenlenen Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda kabul edilmiştir. Bu önemli uluslararası anlaşma, küresel ısınma ve iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir çerçeve sağlamaktadır. Sözleşmenin temel amacı, iklim değişikliğinin insan sağlığı ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmektir.

BMİDÇS, ülkelerin iklim değişikliği ile başa çıkma kapasitelerini artırmalarını teşvik eden bir dizi ilke ve strateji belirler. Bu çerçevede, gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere finansal ve teknolojik destek sağlamakla yükümlüdür. Bu da yeşil dönüşümü teşvik eden önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.

Sözleşmenin yürürlüğe girdiği günden itibaren, ülkeler iklim değişikliği ile ilgili verileri raporlama, ulusal iklim politikalarını oluşturma ve sera gazı emisyonlarını azaltma taahhütlerinde bulunma konusunda bir dizi yükümlülüğe tabi olmuşlardır. Bu çerçevede, yeşil teknolojilerin geliştirilmesi ve uygulanması, sürdürülebilir kalkınma hedefleri ile bütünleştirilmiştir.

BMİDÇS, iklim değişikliği konusundaki küresel iş birliğini güçlendirmek ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak amacıyla önemli bir platform teşkil etmektedir. Böylece, dünya genelinde yeşil dönüşümü destekleyen politikaların uygulanmasında önemli bir rol oynamaktadır.

Kyoto Protokolü 1997

Kyoto Protokolü, 1997 yılında Japonya’nın Kyoto kentinde gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda kabul edilmiştir. Bu protokol, yeşil dönüşümü teşvik etmek amacıyla sanayi ülkelerinin sera gazı emisyonlarını azaltmalarını hedefleyen uluslararası bir anlaşmadır.

Protokol, 1990 yılı seviyelerine göre belirlenen emisyon azaltım hedefleriyle her üye ülkenin mutlaka belirli bir sorumluluk üstlenmesini öngörmüştür. Gelişmiş ülkeler, emisyonları %5,2 oranında azaltma taahhüdünde bulunmuştur. Bu hedef, 2008-2012 yılları arasında geçerli olacak şekilde belirlenmiştir.

Kyoto Protokolü’nün en önemli özelliklerinden biri, emisyon ticareti gibi piyasa mekanizmalarının kullanılmasını teşvik etmesidir. Bu mekanizmalar, ülkeler arasında emisyon kredisi alım satımı gibi uygulamalar aracılığıyla yeşil dönüşümü hızlandırmayı amaçlamaktadır. Böylelikle, sanayi ülkeleri emisyon düşüşünü gerçekleştirmede daha esnek bir yol izlemişlerdir.

Protokolün yürürlüğe girmesi ile birlikte, bazı ülkeler belirlenen hedeflere yönelmiş, ancak bazıları da taahhütlerini yerine getirmek konusunda zorluklar yaşamıştır. Özellikle ABD, Protokolü imzalamayı reddederek dünya çapında eleştirilere maruz kalmıştır.

Kyoto Protokolü, yeşil dönüşümü destekleyen önemli bir adım olarak kabul edilir. Ancak, ülkeler arasındaki yükümlülük farkları ve iklim değişikliği ile ilgili daha büyük sorunların çözülmesi için ek çabalar gerekmektedir.

Emisyon Ticaret Sistemi (Emission Trading System – ETS) – 2005

Emisyon Ticaret Sistemi (ETS), Avrupa Birliği tarafından 2005 yılında uygulamaya konan bir mekanizmadır ve temel amacı yeşil dönüşümü desteklemektir. Bu sistem, sanayi ve enerji sektörlerindeki işletmelere belirli bir emisyon kotası tanıyarak, onların karbondioksit gibi sera gazı salınımlarını azaltmalarını teşvik eder.

ETS, piyasa temelli bir yaklaşım benimseyerek, katılımcıların üstlendikleri kotayı aşmaları durumunda karbon kredisi satın almalarını ya da sahip oldukları fazla kredileri başkalarına satmalarını mümkün kılar. Böylece, emisyonları azaltma maliyetleri düşerek, daha esnek ve etkili bir salınım azaltma stratejisi oluşturulmuş olur.

Bu sistem, Avrupa’daki daha geniş yeşil dönüşümü destekleyen politikaların önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Ayrıca, iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir rol oynamakla kalmayıp, yenilenebilir enerji ve düşük karbon ekonomisinin gelişimini de teşvik etmektedir.

ETS’nin temel özelliklerine bakacak olursak:

  • Emisyon Hedefleri: Her üye devletin belirli bir emisyon hedefi vardır.
  • Kotanın Belirlenmesi: Emisyon kotası, her yıl kademeli olarak düşürülerek, uzun vadeli hedefler doğrultusunda bir azalma sağlanır.
  • Piyasa Esnekliği: İşletmeler, ihtiyaçlarına göre karbon alım-satımı yaparak, maliyetlerini optimize ederler.

Emisyon Ticaret Sistemi, carbon salınımını azaltmaya yönelik çabalarının etkin bir yapıya kavuşturulmasını sağlamış ve yeşil dönüşümü destekleyen önemli küresel sistemlerden biri haline gelmiştir.

Aichi Biyoçeşitlilik Hedefleri – 2010

2010 yılında Japonya’nın Aichi şehrinde gerçekleştirilen Biyoçeşitlilik Konferansı’nda kabul edilen Aichi Biyoçeşitlilik Hedefleri, dünya genelindeki biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir kullanımını sağlamayı amaçlayan önemli bir dönüm noktası olmuştur. Bu hedefler, 2020 yılına kadar biyolojik çeşitliliğin kaybını durdurmak ve koruma çabalarını artırmak için bir yol haritası sunmaktadır.

Aichi Biyoçeşitlilik Hedefleri, toplamda 20 hedef içermektedir ve bu hedefler aşağıdaki gibi gruplandırılabilir:

  • Koruma: Doğal habitatların korunması ve yenilenmesi için ortak çalışmalar yapılmasını teşvik eder.
  • Sürdürülebilir Kullanım: Ekosistemlerin sürdürülebilir bir şekilde kullanılmasını sağlamak için stratejiler geliştirilmesini öngörür.
  • Farkındalık ve Eğitim: Toplumda biyoçeşitliliğin önemi hakkında farkındalığın artırılmasına yönelik kampanyalar düzenlenmesini hedefler.
  • Finansman: Biyolojik çeşitliliğin korunması için yeterli finansman kaynaklarının sağlanmasına yönelik politikaların geliştirilmesini amaçlar.

Aichi hedefleri, özellikle yeşil dönüşümü destekleyen çabalar açısından büyük önem taşımaktadır. Bu hedeflerin başarılması, sadece ekosistemlerin sağlığını korumakla kalmaz, aynı zamanda iklim değişikliği ile mücadelede de kritik bir rol oynamaktadır.

Ayrıca, bu hedefler, uluslararası işbirliğini teşvik ederken, ülkelerin kendi biyolojik çeşitlilik stratejilerini geliştirmelerine ve uygulamalarına da katkı sağlamaktadır. Aichi Biyoçeşitlilik Hedefleri, sürdürülebilir kalkınma ve çevresel adalet açısından önemli bir temel teşkil etmektedir.

Paris Anlaşması – 2015

2015 yılında imzalanan Paris Anlaşması, küresel ısınmayı 2 santigrat derece ile sınırlamayı ve mümkünse bu artışı 1.5 santigrat derecede tutmayı amaçlayan önemli bir uluslararası anlaşmadır. Anlaşma, dünya genelindeki ülkelerin yeşil dönüşümü desteklemesi ve iklim değişikliği ile mücadele etme taahhüdünde bulunması için bir çerçeve sunar.

Parmakla gösterilen bu anlaşma, ülkelerin her birinin kendi ulusal katkı beyanlarını (NDC) geliştirmeleri ve bunları yıllık olarak güncellemeleri gerekliliğini içerir. Bu durum, yeşil dönüşümü teşvik eden politikaların geliştirilmesinde ve uygulanmasında büyük önem taşır.

Paris Anlaşması’nın temel ilkeleri arasında şu noktalar bulunmaktadır:

  • Karbon salınımını azaltma: Ülkeler, emisyonlarını azaltmaya yönelik hedefler belirler ve bunları gerçekleştirmek için gerekli önlemleri alır.
  • Finansal destek: Gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliği ile mücadele etmelerine yardımcı olmak için mali kaynaklar sağlanması teşvik edilir.
  • Şeffaflık: Ülkeler, gerçekleştirdikleri hedefleri ve ilerlemelerini şeffaf bir şekilde raporlamak zorundadır.

Bu anlaşma, ülkeler arasında kolektif bir eylem ve dayanışma çağrısı niteliği taşır ve yeşil dönüşümü destekleyen stratejilerin ve politikaların uygulanmasına zemin hazırlar. Paris Anlaşması sayesinde, dünya genelinde iklim değişikliği ile mücadelede daha etkili ve uyumlu adımlar atılması hedeflenmektedir.

Avrupa Yeşil Mutabakatı

Yeşil Dönüşümü hızlandırmak amacıyla Avrupa Yeşil Mutabakatı, Avrupa Birliği tarafından 2019 yılında duyurulan kapsamlı bir politika çerçevesidir. Bu mutabakatın temel amacı, 2050 yılına kadar Avrupa’nın iklim nötr hale gelmesini sağlamaktır. Bu hedef doğrultusunda, karbon salınımının ciddi biçimde azaltılması ve sürdürülebilir ekonomik büyümenin teşvik edilmesi hedeflenmektedir.

Avrupa Yeşil Mutabakatı, yedi temel alan üzerinde yoğunlaşmaktadır:

Aksiyon Alanı Açıklama
Karbon Salınımının Azaltılması Karbon emisyonlarının 1990 seviyelerinin en az %55 azaltılması hedeflenmektedir.
Sürdürülebilir Enerji Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı artırılacak ve fosil yakıtlara bağlılık azaltılacaktır.
Biyoçeşitlilik ve Ekosistem Koruma Doğal yaşam alanlarının korunması, ağaçlandırma çalışmaları ve yerel ekosistemlerin iyileştirilmesi için projeler devreye alınacaktır.
Döngüsel Ekonomi Atıkların azaltılması, geri dönüşüm oranlarının artırılması ve kaynakların daha verimli kullanılması teşvik edilecektir.
Kirletici Sanayi Politikaları Sanayinin doğaya daha az zarar vermesi için yeni çevre dostu teknoloji ve yöntemlerin entegrasyonu sağlanacaktır.
Yeşil Taşımacılık Ulaşım sektörünün sürdürülebilirliğini artırmak için elektrikli ve alternatif enerji kaynaklı araçların yaygınlaştırılması hedeflenmektedir.
Toplumdaki Farkındalık Yeşil dönüşüm konusunda toplumda farkındalık artırarak daha sürdürülebilir kararlar alınması teşvik edilecektir.

Bu hedeflerin gerçekleştirilmesi için, Avrupa Birliği üye ülkeleri arasında iş birliği sağlanması, özel sektörün ve yerel yönetimlerin aktif olarak projelere dahil edilmesi büyük önem taşımaktadır. Yeşil Dönüşümü destekleyen bu kapsamlı strateji, yalnızca çevresel etkileri azaltmakla kalmayacak, aynı zamanda ekonomik fırsatlar da sunarak Avrupa’nın rekabet gücünü artıracaktır.

Fit for 55

Yeşil Dönüşümü desteklemek amacıyla Avrupa Komisyonu, 2021 yılında Fit for 55 paketini açıklamıştır. Bu paket, 2030 yılına kadar Avrupa Birliği’nin toplam emisyonlarını en az %55 oranında azaltmayı hedeflemektedir. Fit for 55’in amacı, Avrupa’nın yeşil dönüşüm sürecini hızlandırmak, sürdürülebilir enerji kullanımı ve iklim dostu uygulamaları teşvik etmektir.

Fit for 55, çeşitli yasalar ve düzenlemeler içermektedir. Bunlar arasında yenilenebilir enerji hedefleri, enerji verimliliği standartları, emisyon ticareti sisteminin güçlendirilmesi ve ulaşım sektörü için yeşil yükümlülükler yer almaktadır. Ayrıca, paketin bir parçası olarak, fosil yakıtlarla çalışan araçların teşvik edilmesinin azaltılması ve elektrikli araçların kullanımının artırılması teşvik edilmektedir.

Bu kapsamda, Fit for 55; sanayi, ulaşım ve enerji sektörlerinde yeşil dönüşümü sağlamak için gerekli yatırımları da desteklemeyi öngörmektedir. Örneğin, pakette düşük karbonlu teknolojilerin geliştirilmesi ve gerekli altyapının oluşturulması için fonlar sağlanacaktır. Son olarak, bu çabalar hem çevresel sürdürülebilirliği sağlamakta hem de Avrupa’nın ekonomik rekabetçiliğini artırmaktadır.

Önerilen Yazılar

Yorum Yap

-
00:00
00:00
Update Required Flash plugin
-
00:00
00:00