Birleşmiş Milletler (BM), 2025 Dünya Ekonomik Durumu ve Beklentiler (WESP) Raporu’nu yayınladı.
Raporda, küresel ekonomik büyümenin 2024 yılına kıyasla bu yıl da yüzde 2,8 seviyesinde kalacağının tahmin edildiği ve 2026’da ise yüzde 2,9’a yükselebileceği belirtildi.
Raporda, küresel ekonominin birçok şoka karşı direnç gösterdiği, ancak büyümenin düşük yatırımlar, zayıf verimlilik artışı ve yüksek borç seviyeleri nedeniyle sınırlı kaldığı ifade edildi. Salgın öncesi ortalama büyüme oranı olan yüzde 3,2’nin altında kalınmasının önemli bir sorun olduğu vurgulandı.
Düşük enflasyon ve bazı ekonomilerde devam eden parasal genişlemenin bu yıl küresel ekonomik faaliyetlerde ölçülü bir destek sunabileceğine dair değerlendirmelere yer verilen raporda, jeopolitik çatışmalar, ticari gerilimler ve artan borçlanma maliyetlerinin oluşturduğu riskler dolayısıyla belirsizliklerin sürdüğüne dikkat çekildi.
ABD’de 2024 yılında yüzde 2,8 seviyesinde olması beklenen ekonomik büyümenin, iş gücü piyasasındaki yavaşlama ve düşen tüketici harcamaları nedeniyle bu yıl yüzde 1,9’a inmesi öngörülürken, Avrupa Birliği’nde ise büyümenin geçen yılki yüzde 0,9 seviyesinden 2025 yılında yüzde 1,3’e yükselebileceği kaydedildi.
Raporda, bu yıl Çin’de yüzde 4,8, Hindistan’da yüzde 6,6, Fransa’da yüzde 0,8, Almanya’da yüzde 0,3 ve Birleşik Krallık’ta yüzde 1,2 büyüme beklenmektedir.
Parasal genişlemenin devam edeceği öngörülüyor
Küresel ticaretin 2025 yılında yüzde 3,2 oranında büyümesinin beklendiği raporda, ancak ticari gerilimler, korumacı politikalar ve jeopolitik belirsizliklerin ticaret görünümüne tehdit oluşturduğu belirtildi.
2024 yılında küresel enflasyonun yüzde 4 seviyesinde iken, 2025’te yüzde 3,4’e gerilemesi beklenirken, bu durumun enflasyonist baskıların azalmaya devam edeceği anlamına geldiği ve başlıca merkez bankalarının bu yıl faiz oranlarını daha da düşürebileceği ifade edildi.
Küresel enflasyondaki düşüşe rağmen, gıda enflasyonunun yüksek seyredeceği dikkat çekilen raporda, gelişmekte olan ülkelerin neredeyse yarısının 2024’te yüzde 5’in üzerinde gıda enflasyonu ile karşılaşacağı bildirildi.
Ayrıca, aşırı hava olayları, çeşitli çatışmalar ve ekonomik istikrarsızlıkların düşük gelirli ülkelerde gıda güvensizliğini artırdığına vurgu yapılmakta, devam eden gıda enflasyonunun yavaş ekonomik büyümeyle birleşmesinin milyonlarca insanı daha da yoksulluğa itebileceğine dair uyarılar yer almaktadır.
Borç, eşitsizlik ve iklim değişikliği krizlerini çözmek için çok taraflı eylem çağrısında bulunulan raporda, “Küresel büyümeyi yeniden canlandırmak ya da artan eşitsizlikleri gidermek için parasal genişleme tek başına yeterli olmayacaktır. Hükümetlerin aşırı kısıtlayıcı mali politikalardan kaçınması ve bunun yerine temiz enerji, altyapı ile sağlık ve eğitim gibi kritik sosyal alanlara yatırımları artırma hedefi güdmeleri gerekmektedir.” ifadesi kullanılmaktadır.
Türkiye’de enflasyonist baskıların azalması öngörülmektedir
Raporda, Türkiye ekonomisinin 2024’te yüzde 3 büyümesinin öngörüldüğü, 2025’te yüzde 3,1 ve 2026’da ise yüzde 3,5 büyümesinin beklendiği belirtildi.
Türkiye’de enflasyonun 2025’te yüzde 43,9 ve 2026’da yüzde 21,6 seviyelerine gerilemesinin öngörüldüğü raporda, enflasyon düşüşü ile birlikte para politikasında bir miktar gevşeme beklenmektedir.
Hükümetin enflasyonu düşürmek amacıyla uyguladığı mali konsolidasyon önlemlerinin bu yıl mali açığı azaltması ve enflasyonist baskıları hafifletmesi gerektiği ifade edilmektedir.
Sayfada yer alan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve yatırım danışmanlığı niteliği taşımamaktadır. Yatırımcıların profiline uygun olmayabilir.