BİRFİNANSCİ.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Dünya genelinde resesyon endişeleri artarken, ABD ekonomisi dinamik bir şekilde işliyor. Fakat Amerikan borsaları gerileme eğiliminde. MarketWatch’ın bildirdiğine göre, yatırımcılar ABD ekonomisindeki süreklilik nedeniyle enflasyonun pandemi dönemindeki seviyelere dönmesinin engelleneceğini öngörüyor.
Cuma günü açıklanan aralık ayı ABD istihdam verileri, 256.000 yeni iş oluşturulmasıyla beklentilerin oldukça üzerinde gerçekleşti. Dünyanın en büyük ekonomisinde işsizlik oranının da düştüğü görünmekte. Bu verilerin kamuoyuna açıklanmasının ardından hisse senetleri piyasasında keskin bir düşüş meydana geldi.
MW’nin haberine göre Economic Outlook Group’un Baş Ekonomisti Bernard Baumohl, “Ekonomi yeni yıla büyük bir ivmeyle başlıyor” ifadesini kullandı.
Ekonomi haberlerinin bu hafta da benzer bir temaya sahip olması bekleniyor; Noel tatili döneminde yaşanan güçlü perakende satışlar ve aralık ayındaki yüksek tüketici ile toptan satış enflasyon oranları, sağlıklı bir ekonominin sinyallerini veriyor.
ABD’nin seçilen başkanı Donald Trump’ın Beyaz Saray’a geri dönmesiyle bu ekonomik trendlerin daha da belirginleşmesi mümkündür.
Trump yönetiminin daha fazla vergi indirimi ve gevşek düzenlemelerle ekonomiyi canlandırmayı hedeflemesi bekleniyor. Ancak Amerikan ekonomisinin daha fazla büyümesi ve Trump’ın uygulaması planlanan yüksek gümrük vergileri, ABD Merkez Bankası’nın enflasyonu %2 seviyesinde tutma çabalarını zorlaştırabilir.
Mal ve hizmetlere yönelik talep ve bu talep doğrultusunda çalışan işgücüne olan ihtiyaç arttıkça, enflasyonda yeniden bir yükseliş görünme olasılığı doğabilir.
Wells Fargo Kıdemli Ekonomisti Sam Bullard, “Geçen yıl yaşanan yavaş ilerleyiş, enflasyonun hedefe ulaşma yolculuğunun son aşamasının zor geçeceğini işaret ediyor. Yeni yönetim altında ekonomi politikalarının enflasyonist olması muhtemel olarak görülüyor, bu da gelecekteki yolun daha çetin olabileceğini gösteriyor” şeklinde bir uyarıda bulundu.
Amerikan borsalarının cuma günü gösterdiği sert tepki, büyük ölçüde FED’in faiz oranlarını Wall Street’in daha önce beklediği kadar keskin bir şekilde düşüremeyeceğinin anlaşılmasından kaynaklandı. Düşük faiz oranları genellikle ekonomiyi canlandırma ve hisse senetlerini tahvillere nazaran daha cazip hale getirme eğilimindedir.
Diğer yandan, güçlü bir ekonomi de şirketlerin finansal durumunu iyileştirir ve artan hisse senedi fiyatlarını destekler. Ancak, yatırımcılar neden endişeli?
Bazı ekonomistler, FED’in 2025 yılında faiz oranlarını indirmek yerine enflasyona karşı kontrol sağlamak amacıyla artırma yoluna gitmek zorunda kalabileceğinden endişe ediyor. Bu, hisse senetleri için olumsuz bir senaryo teşkil ediyor ve dört yıllık ekonomik büyüme beklentilerini tehdit edebilir.
Baumohl, bu noktada “FED’in enflasyonu kontrol altına alma stratejisi zayıflıyor mu?” sorusunu gündeme getiriyor.
Baumohl gibi birçok ekonomist bu durumu abartılı bulsa da, mevcut tablo, FED’in geçen yıl sonbaharında faizleri agresif bir biçimde düşürdüğü ve daha fazla indirim beklentilerini sinyalini verdiği döneme kıyasla önemli ölçüde farklılık göstermektedir.
Sayfada yer alan bilgiler yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve yatırım tavsiyesi niteliği taşımamaktadır. Yatırımcı profiline uygun olmayabilir.