“İklim İçin Acil Barış Çağrısı! – H. Zafer ARIKAN’ın Kaleminden”

Değerli Bir Finansçı okuyucuları, hepinize merhaba…

Savaşlar, günümüz dünyasının en yıkıcı meselelerinden biri haline gelmiş durumda ve bu durum, tüm gezegeni hemen her alanda derinden etkiliyor. Bu çatışmalar, geride sadece on binlerce can kaybı ve yaralı bırakmakla kalmıyor; aynı zamanda tarımsal arazilerin kullanılmaz hale gelmesi, su kaynaklarının kirlenmesi, sanayi tesisleri ile konutların harabe olmasına da sebep oluyor.

Ekosistem zaten başlı başına bir krizle yüz yüze. Bu tahribata ek olarak, savaşların neden olduğu göçler, çatışma bölgelerindeki demografik yapıların dönüştürülmesine ve yeninden inşaat süreçlerine yol açmakta. Bu da, beraberinde büyük bir ekonomik yük getiriyor ve ortaya çıkan tablo oldukça üzücü.

Ayrıca, kimsenin cesaret edemediği bir mesele var: Askeri operasyonların iklim değişikliği üzerindeki olumsuz etkileri…

Bu felakete, çoğunlukla askeri gücü yüksek birkaç ülkenin, politik, ekonomik ve jeo-stratejik çıkarları nedeniyle neden olduğu düşünülüyor. Ancak, bu olumsuz etkilerin yükünü neden hep birlikte taşımak zorunda kalıyoruz?

İklim değişikliği, pek çok platformda tartışılmakta, karbon ayak izinin bu kriz üzerindeki etkileri sürekli olarak analiz edilmektedir. Karbon emisyonlarının daha gerçekçi bir şekilde nasıl hesaplanabileceğine dair her gün yeni öneriler ortaya çıkmaktadır.

Lakin, gerekli ölçümleri tutarlı bir biçimde gerçekleştirmek neredeyse imkânsız hale geliyor. Özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı ve İsrail’in Gazze ile Orta Doğu’daki operasyonlarında kullanılan mühimmatlar, patlayıcılar ve askeri araçlar ile kargo nakliye operasyonlarının sebep olduğu karbon emisyonları, bu konuya daha fazla odaklanmamız gerektiğini apaçık gösteriyor.

Bazı gözlemler ve raporlar, beklenenden daha fazla karbon emisyonunun doğaya salındığını ortaya koymakta.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) gereğince her yıl sera gazı emisyonları hakkında rapor verilmesi zorunlu. Ancak askeri emisyonların bildirilmesi gönüllü olduğundan, birçok ülke bunu ulusal güvenlik tehdidi olarak değerlendirip açıklama yapmaktan kaçınmakta. Bu duruma, askeri emisyon açığı denmektedir.

Ulusal ordulardan kaynaklanan sera gazı emisyonları, küresel ölçekte toplam emisyonların önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Çatışma ve Çevre Gözlemevi’ne (CEOBS) göre bu oran, yüzde 5,5 gibi oldukça yüksek bir rakam olarak kaydedilmekte; bu miktar, Afrika kıtasının tüm emisyonlarından dahi fazla bir gösterge sunmaktadır.

Orduların sebep olduğu karbon emisyonlarının uluslararası iklim anlaşmalarına dahil edilmemesi, büyük ölçekli emisyonlar göz önüne alındığında ciddi bir ihmal olarak değerlendirilmelidir. Zira, küresel sıcaklık artışı şu an 1°C’ı aşmış durumda ve 1.5°C’lık bir artışın, aşırı hava olaylarına, deniz seviyelerindeki yükselmelere ve birçok canlı türünün hızla yok olmasına neden olacağı gerçeği artık gizlenemez bir durumdur.

Sonuç Olarak

Savaşlar ve çatışmalar, ciddi miktarda sera gazı emisyonuna sebep olmakta; iklim krizi etkisini artırırken, dünyanın çeşitli yerlerinde zarara, kayıplara ve istikrarsızlığa yol açmaktadır. Bu olumsuz döngünün, insanlık yararına kırılabilmesi için savaşların bir an önce sona ermesi elzemdir. Aksi takdirde, tarımsal arazilerin kirlenmesi, su sıkıntıları, gıda krizleri, göçler ve iklim değişikliği sorunlarına çözüm bulmak güç olacaktır.

2025 yılının, savaşların sona erdiği, huzur ve barışın hüküm sürdüğü bir yıl olmasını yürekten diliyorum.

Sağlık ve mutluluk dileklerimle…

H. Zafer ARIKAN – 10 Ocak 2025 / İSTANBUL

Önerilen Yazılar

Yorum Yap

Piyasalardaki son durum, finans ve ekonomiye dair tüm merak edilenler BirFinansci.com’da! Güncel kalmak ve bilgilenmek için doğru adrestesin.

Editörün Seçtikleri

Son Yazılar

©2023 Bir Finansçı, Tüm hakları saklıdır. birfinansci.com

-
00:00
00:00
Update Required Flash plugin
-
00:00
00:00