Bir Finansçı – Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), elektrik kullanımının artmasıyla birlikte petrol ve doğalgazda yaşanacak arz fazlasının, dünya genelinde daha uygun enerji fiyatlarının gündeme geleceğine dair öngörülerde bulundu.
IEA’nın yayımladığı World Energy Outlook 2024 raporunda, tüm fosil yakıtlar için küresel talebin önümüzdeki on yıl içinde büyüme kaydetmeyeceği ve petrol ile sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) arzının ise artmaya devam edeceği öngörüldü.
Rapor, özellikle Çin’in liderliğinde elektrik tüketiminde kaydedilecek artışın hız kazanması beklentisini içeriyor. IEA İcra Direktörü Fatih Birol, “Dünya, bu on yılın ikinci yarısında yeni bir enerji piyasası dinamiğine doğru yol alıyor ve bunun arka planında petrol ve gaz pazarındaki denge değişiklikleri bulunuyor. Eğer büyük ölçekli jeopolitik krizler yaşanmazsa, enerji fiyatlarında önemli bir düşüş beklentisi var” ifadelerini kullandı.
BİR DÖNÜM NOKTASI OLACAK
Bu durum, 2022 yılında Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi sonrası artan enerji fiyatlarının etkisiyle ortaya çıkan sert enflasyon dalgasının ardından, enerji piyasasında bir dönüm noktası anlamına geliyor. Orta Doğu’daki gerginliklere rağmen, ham petrol varil fiyatlarının bu yılki zirve seviyesinin %20 altında seyretmesi, fiyatlarda yaşanan soğuma eğilimlerini göstermeye başladı.
IEA’nın tahminlerine göre elektrik kullanımı, son on yılda toplam enerji talebinin iki katı hızla artış gösterdi ve bu trend, özellikle Çin’in etkisiyle önümüzdeki 10 yıl içerisinde altı kat daha hızlı yükselecek. Şu an %20 seviyesinde olan elektrikli araçların, 2030 yılı itibarıyla dünya genelinde yeni otomobil satışlarının %50’sini oluşturması bekleniyor.
Birol, “Enerji tarihi boyunca Kömür Çağı ve Petrol Çağına tanıklık ettik, şimdi ise hızla Elektrik Çağı’na doğru ilerliyoruz” şeklinde ifade etti. IEA, petrol ve doğalgaz talebinin bu on yıl içinde sabit bir seviyeye ulaşacağı öngörüsünü yineledi.
DAHA GÜÇLÜ POLİTİKALARA İHTİYAÇ VAR
Rapor, mevcut bölgesel çatışmalar ve jeopolitik gerginliklerin, günümüz küresel enerji sistemindeki kırılganlıkları gözler önüne serdiğini, aynı zamanda daha temiz ve güvenilir enerji teknolojilerine geçişi hızlandırmak ve genişletmek için daha sağlam politikalar ve daha büyük yatırımlar gerektiğini vurguluyor.
