Yapay zeka ve bilgisayar bilimiyse şüphesiz insan hayatına en çok etki edenlerden bir tanesi. Peki adını sıkça duyduğumuz yapay zekâ kim tarafından ve ne zaman ortaya çıkarıldı?
2020’ye girmeye ramak kaldı ve dünya bu zamana gelene kadar hızla değişim ve gelişim gösterdi. Dünyada yaşanan bu değişim ve gelişimlerin büyük çoğunluğuysa teknoloji üzerine oldu. Teknolojinin beraberinde getirdikleriyse hayatımızın her alanını etkiler oldu.
Yapay Zeka ve Bilgisayar Biliminin Kurucusu Alan Turing: Zorlu Hayatı ve Şüpheli Ölümü
Alan Turing. Yapay zekâ ve bilgisayar bilimin kurucusu, tabiri caizse babası. Yazdığı makaleler, Almanlara karşı verilen savaşta çözdüğü şifrelerle yapay zeka ve bilgisayar bilimin başlamasına neden oldu. Öyle fikirler ve teoriler ortaya attı ki günümüzde hala kabul edilen görüşleri yapay zeka teknolojisinin ilerlemesinde bizlere ışık tutuyor.
Zorlu geçen okul yılları, yayınladığı inanılmaz makaleler, kırdığı şifrelerle seyrini değiştirdiği savaş ve hala şüpheli olan ölümü. Alan Turing kimdir gelin en başından bakalım.
Alan Turing Kimdir?
23 Haziran 1912 yılında doğan Alan Turing’in babası Hindistan’da çalışan devlet memuruydu. Çocuklarının doğumunun İngiltere’de olmasını isteyen aile doğum için İngiltere’ye dönüş yaptı. Alan Turing 14 yaşına geldiği zaman ailesinin kararıyla Güney İngiltere, Dorset’te bulunan, geleneksel ve tutuculuğuyla bilinen Sherborne School’a başladı.
Henüz calculus dersi görmeden ileri derecede matematik problemlerini kolayca çözebiliyordu. Daha 16 yaşındayken Einstein çalışmalarını kavrayabiliyordu. Bilime karşı olan yeteneği ve ilgisi öğretmenleri tarafından fark edilse de herhangi bir ek destek görmedi.
Sherborne School’da geçirdiği dönem boyunca sadece tek bir arkadaşıyla yakınlık kurabildi. Ancak bu arkadaşının hastalık nedeniyle vefat etmesi onda büyük bir yıkım oluşturdu. Yaşadığı bu acı kayıptan sonra dini öğeleri sorgulamaya başlayan Alan Turing geçen süre zarfında dini inançlarını yitirdi ve ateist oldu.
Turing Makinası
Kötü geçen Sherborne School döneminden sonra Alan Turing okul yaşantısına Cambridge King’s College’da devam etti. Başarılı okul döneminin ardından yüksek onu derecesiyle mezun oldu ve okulun akademik üyelerinin arasına girdi. 1936 yılına gelindiğinde kariyerinin zirveye çıkmasını sağlayacak bir makale yazdı. Makale hesaplanabilir sayılar üzerineydi. Makale içerisinde hesaplama yapabilme yetisine sahip olan, çeşitli matematik problemlerine çözüm üretebilen evrensel bir makinadan bahsediliyordu. Alan Turing’in ortaya attığı bu evrensellik düşüncesi günümüzde ki bilgisayarlarda programlanabilirliği karşılayabiliyor.
Turing’in yazdığı bu makaleler beraberinde başka matematikçilerin de çalışmalarının gelişmesini sağladı ve ortaya algoritmalarla ifade edilebilen her türlü matematik problemini çözebilen bir makine fikri çıktı. Ancak Alan Turing ortaya çıkışına kendisinin sebep olduğu bu makinanın yaptığı hesaplamaların doğruluğunun her zaman algoritma sayesinde çözülemeyeceğini kanıtladı. Günümüze gelindiğinde matematikçiler arasında hala tartışmalara yol açan teoriyeyse durma teoremi adı verildi ve hala tartışma konusu olmaya devam ediyor.
Alan Turing ise adına Turing makinası denilen bu makinayı yapmayı asla düşünmedi ve soyut bir kavram olarak kaldı.
Savaş Şifreleri
Alan Turing’in tarihe geçmesinde ki esas sebeplerden biri belki de savaş yıllarında çözdüğü Alman şifreleriydi. Çözülmesi oldukça zor olan bu şifreleri geliştirdiği tekniklerle kısa sürede çözerek İngilizlere büyük fayda sağladı ve söylentilere göre savaş süresinin değişmesinde etkili oldu.
Alan Turing’in başarıları oldukça dikkat çekiciydi. Başarıları İngilizlerin Almanların savaş şifrelerini kırmak için kurduğu gizli merkez tarafından da fark edilmişti. Bunun sonucu olarak Alan Turing Alman şifrelerinin çözüldüğü gizli merkez olan Bletchley Park’a katılmak üzere çağırıldı. Çağrıyı kabul eden Turing yarı zamanlı başladığı işe tam zamanlı olarak devam etti.
Alan Turing merkezde çalışmaya başladığı zaman şifreler elle çözülüyordu ve bu durum çok zaman alıyordu. Almanlar kapıya dayanmış, savaş bütün hızıyla ilerlerken kaybedilecek vakit yoktu. Almanların Enigma adını verdikleri bir şifreleme cihazı bulunuyordu. Alan Turing ilk olarak bu cihazın şifrelerini çözdük daha sonra ise cihazdan gelen şifreleri çözmek için bir makine yaptı. Yaptığı bu makinaya kendisi merkeze gelmeden önce kullanılan ve etkisi oldukça az olan Polonya yapımı bomba adı verilen cihaza atıfta bulunmak için bombe ismini verdi.
Yaptığı cihazın işlevinden basitçe bahsedecek olursak bu cihaz Almanların şifrelerinden belirli bölümleri alıyor uygun olan bütün kombinasyonları ortaya koyarak yanlış olanları eliyordu. Böylece kombinasyon sayısı azalıyor ve şifrelerin çözülmesi kolaylaşıyordu.
Geliştirdiği teknikler bununla da sınırla kalmıyordu. Daha pek çok şifre çözme tekniği ortaya koydu. Hatta bazıları fazlasıyla yararlı oldu. Çünkü kırdığı şifrelerin geçerliliği belirli bir süre boyunca devam etti.
Bletchley Park’ta çalıştığı süre boyunca ortaya çıkan bir diğer makine ise dünyanın ilk programlanabilen dijital ve elektronik bilgisayarıydı. Alan Turing bu bilgisayarın adına Colossus adını vermişti.
Savaş Sonrası Çalışmaları
Savaş bittikten sonra Alan Turing, National Physical Laboratory’de çalışmaya başladı. Burada bulunduğu süre boyunca ilk bilgisayarlardan olan ACE (Automatic Computing Engine/ Otomatik Hesaplama Motoru) hakkında çalışmalar yürüttü. Ancak çalışmaları devamlı ertelendi ve Turing oradan ayrılıncaya kadar bitirilemedi.
1948 yılına gelindiğinde Manchester Üniversitesi’nde müdür yardımcı olarak çalışmaya başlayan Alan Turing, verilerin saklanabildiği ilk bilgisayarın yazılımı üzerine çalışmalar yaptı. Bunun yanı sıra ilk yapay zekâ fikirleri de burada ortaya çıktı. Alan Turing her zaman bir bilgisayarın insan gibi düşünme yetisine sahip olup olamayacağını merak etmişti. Bunun için çeşitli testler hazırladı ancak o dönemde başarı sağlanamadı. Fakat bu testler hala günümüzde denenmektedir ve farklı versiyonları kullanılmaktadır.
Homoseksüel Olduğu İçin Baskı Gördü
Alan Turing homoseksüeldi ve onun yaşadığı dönemde İngiltere’de homoseksüellik yasadışıydı. Pek çok çevreler tarafından da kabul görünmüyordu. 1952 yılına gelindiğinde homoseksüel olması yasa dışı sayıldı fakat hapishaneye kapatılmadı. Tedavi görmesi üzerine bir yıllığına hastaneye kapatılan Alan Turing bu süre zarfında kadın hormonları kullanmak zorunda bırakıldı. İçinde bulunduğu bu durumsa onu yine yıldırmadı ve bu kez morfogenez üzerine çalışmalar yaptı. Yaptığı çalışmalar uzun süre saklı kalsa da 1992 yılında yayınlanan makalelerinin derlemesinde ortaya çıkarıldı.
Yapay Zeka Kurucusunun Şüpheli Ölümü
Alan Turing henüz 41 yaşındayken bir sabah evinde hizmetçisi tarafından ölü olarak bulundu. Bilgisayar ve yapay zekanın öncüsü olan genç dehanın ölümüyse günümüzde hala şüpheli sayılmaktadır. Ölüm nedeni siyanür zehirlenmesi olarak gösterildi. Yatağının hemen yanında bulunan elmadan dolayı zehirlendiği düşünülüyordu ama o dönem de elma test edilmedi. Ölümüne her ne kadar intihar dense de kaza olabilme ihtimali yüksekti ve şüpheli bir ölüm olarak kaldı.
Alan Turing’in başarıları ancak 1951 yılına geldiğinde kabul görmeye başlandı. Kraliyet cemiyetine üye olarak kabul edindi ama bunlar gerçekten takdir edilmesi için yeterli değildi. Pek çok bilim adamı gibi Alan Turing’de ölümünde çok sonra hak ettiği değeri görmeye başladı. Günümüzde çalıştığı yerlerde heykelleri bulunan ve doğduğu evde anısına yapılmış levhalar bulunan Alan Turing’den 2009 yılında İngiliz hükümeti tarafından gördüğü baskılar adına resmi olarak özür dilenmiştir. Bunun yanı sıra bilgisayar dünyasının Nobel Ödülü denilen A.M Turing Ödülü’ de ona ithafen bu adı almıştır.
Bilinmesi gerekir ki Alan Turing yalnızca bilgisayar ve yapay zekanın babası olarak kalmamıştır. Günümüzde onun geliştirdiği yöntemler ve cihazlar sayesinde yapay zeka ve bilgisayar bilimi hala yön bulmaktadır.