TCMB Başkanının Görevden Alınması Doları hareketlendirdi. Geçtiğimiz hafta sert bir düşüş yaşayan kur, 5,57 seviyesine kadar sarkmış olsa da 5,59’u güçlü geçemeyerek buradan tekrar yükselişe geçti. Düşük Haziran ayı enflasyon verileri, TL’ye verilen faizlerin yüksek kalmış olduğunu bize gösterdi.
Bu durum normalde TL’nin değerlenmesini gerektirirken gelen TCMB başkanı haberi kura ciddi anlamda negatif yansıdı. Ayrıca ABD’de istihdamın güçlü gelmiş olması FED’in faiz indirimi ihtiyacını sınırlandırdı.
FED’in faizleri indirmediği bir durumda güçlenen dolar kurlarda gevşemeyi zorlaştırmakta. Teknik anlamda önemli bir destek olan 5,59’dan geri yükselen kurda düşüş şu an için durmuş görünüyor. Bu hafta doların 5,59 ile 100 günlük ortalama olan 5,73 arasında dalgalanmasını bekliyoruz. Grafikte çizmiş olduğumuz mavi düşen çizginin yukarı doğru aşılması yükselişleri hızlandıracaktır. Fakat öncesinde mavi düşen ile aşağıda yer alan fibonacci desteği arasında bir sıkışmanın oluşmasını bekliyoruz. İhtimali düşük olsa da 5,55’in aşağı doğru aşılması sert düşüş getirir.
ECB’de Lagarde Devri
«Eğer ileride Merkez Bankası Başkanı olma niyetiniz varsa Hukuk okuyun». Geçtiğimiz hafta art arda yapılan hararetli toplantılar neticesinde, Christine Lagarde’ın Ekim itibariyle MIT’den ekonomi doktorası sahibi olan Mario Draghi’nin yerine atanması kararının verdiği en büyük mesaj buydu herhalde.
Jay Powell’ın da bir hukukçu olduğu gerçeğiyle birleşince fena bir kariyer tavsiyesi sayılmaz. Avrupa Merkez Bankası başkanlığı gibi yüksek derecede teknik uzmanlık gerektirir. Ancak Lagarde seçimi birkaç sebepten ötürü kötü değil.
Birincisi: Euro Bölgesi 19 ülkeden müteşekkil olduğundan ekonomi politikaları noktasında ortaya çıkacaktır. Bu ihtilaflarda arabuluculuk yapabilecek siyaset tecrübesi olan biri pozitif etki yapacaktır. Özellikle ECB’nin uyguladığı mevduat faizinin yüzde -0,40’ta olduğu ve küresel krizde en derin negatif faizleri gören İsviçre Merkez Bankası’nın dahi politika faizini en fazla yüzde -0,75’e indirebildiği; hâlihazırda yapılmış bulunan parasal genişlemelerin enflasyon beklentilerini canlandırma noktasında işe yaramadığı ve dolayısıyla AMB’nin pek bir barutu kalmadığı düşünüldüğünde, başta Almanya olmak üzere Kuzeybatı Avrupa ülkelerini mali genişlemeye ikna edecek bir ismin gerekliliği gayet açık.
İkinci sebep: Lagarde IMF’deki yönetimi süresince izlenecek politikalar noktasında IMF ekonomistlerinin görüşlerine ciddi şekilde önem veren, uzman görüşünü yakın biçimde takip eden biri olarak öne çıktı. Dolayısıyla Lagarde, teknik konularda AMB baş ekonomisti Philip Lane’in tavsiyelerini takip edecektir. Hatta hukukçu olmasının yarattığı eksikliği kapatabilecektir.
Üçüncü sebep ise, Lagarde’ın IMF başkanlığı döneminde izlediği tarzın, AMB’de Draghi’nin güvercin politikalarını aşağı yukarı aynı şekilde sürdüreceği yönünde sinyaller vermiş olmasıdır. Bu da halen anemik bir büyümeye sahip olan ve iyi sinyaller vermez. Avrupa ekonomisinin ihtiyacı olan şey olacaktır.
Son sebep
Bağlantılı biçimde dördüncü sebep ise Lagarde’ın, halihazırda Almanya Merkez Başkanlığı yapan, küresel kriz sonrasında uygulanan parasal genişleme politikalarına hiperenflasyon oluşturacağı gerekçesiyle itiraz edecek kadar büyük bir şahin olan ve geçen hafta öncesinde AMB Başkanlığının en büyük adayı olarak gösterilen Jens Weidmann olmamasıdır. Bu açıdan küresel ekonomi büyük bir badire atlatmış sayar. Önümüzde AMB’nin kaderini etkileyecek bir atama daha kaldı. Aralık’ta görev süresi dolacak, halihazırda Piyasa Operasyonları Başkanlığı yaptı. Hatta kanaatimizce AMB başkanı olması gerekirken hakkı yenmiş olan Benoit Coeure’un yerine kimin geleceği..
Bu hafta ABD’den gelecek olan enflasyon verileri takip eder. Yurtiçinde ise TCMB Başkanı’nın görevden alınmasının yansımaları piyasaların radarında. Bunun yanı sıra Mayıs ayına yönelik ödemeler dengesi verisi ile birlikte sanayi üretimi açıklar. Sanayi üretimi verisi ikinci çeyrek büyümesi açısından kritik.
1 Yorum