Bir Finansçı – Kawasaki Heavy Industries, Japonya ile Avustralya arasında hidrojen tedarik zincirinin tanıtım projesini (HESC) gözden geçirerek, Avustralya’nın linyit kömüründen elde edilen hidrojen kullanımını askıya aldı ve bununla birlikte kullanılacak gemilerin kapasitesini de küçültme kararı aldı.
Projenin başlangıçtaki amacı, vadideki kömürden hidrojen üretecek uluslararası bir tedarik zinciri oluşturmaktı. Ayrıca, Bass Boğazı’nda karbonun ayrıştırılması için ticari uygulama aşamasında olmayan CO2 yakalama ve depolama teknolojisinin kullanılması planlanmaktaydı. Bu süreçte, linyit kömürünün çıkarılıp hidrojene dönüştürüleceği ve elde edilen hidrojenin 150 kilometreden fazla boru hattı ile Gippsland’dan Hastings Limanı’na taşınarak Japonya’ya göndereceği öngörülmüştü.
GEREKÇE: ONAY GECİKMELERİ VE TEDARİK ZORLUKLARI
Şirketin sözcüsü, bu değişikliğin, inşaat onaylarındaki gecikmeler ve 2030 mali yılına kadar hidrojen tedarikinde karşılaşılan zorluklardan kaynaklandığını belirtti. Ayrıca, projeyi yürüten şirketin Japonya’da üretilen hidrojeni kullanmaya karar verdiğini, ancak bu konuda henüz detayların netlik kazanmadığını ifade etti. Sözcü, gelecekte Avustralya’dan kömürden elde edilen hidrojen temin etme olasılığının da tamamen göz ardı edilmediğini vurguladı. Diğer potansiyel kaynaklar arasında Orta Doğu da bulunuyor.
KÜÇÜK GEMİLER İLK AŞAMADA DAHA UYGUN SEÇENEKLER
Sözcü, Kawasaki’nin orijinal planlardan vazgeçerek, 160.000 metreküp taşıma kapasitesine sahip gemiler yerine, 40.000 metreküp kapasiteli daha küçük sıvılaştırılmış hidrojen taşıyıcılarını kullanmayı düşündüğünü açıkladı. Bu küçük gemilerin, hidrojen tedarik zincirinin ilk aşamalarındaki pazar taleplerine daha uyumlu olacağına inanılıyor. 1.250 metreküp kapasiteli dünyanın ilk sıvılaştırılmış hidrojen taşıyıcısı, Avustralya’da linyit kömüründen üretilen hidrojeni taşımak üzere ilk seferini 2022 yılında Japonya’ya gerçekleştirmiştir.