Suriye Krizi ve Türkiye Üzerindeki Etkileri: Haluk DİRESKENELİ’nin Değerlendirmesi

Son zamanlarda Suriye’de gerçekleşen siyasi ve askeri gelişmeler, bölgedeki güç dengelerinin değişebileceğine dair önemli ipuçları sunuyor. Özellikle Kremlin kaynaklarına dayanan haberler, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ve ailesinin Moskova’da sığınma talebinde bulunmasının ardından, Rusya’nın Suriye’deki varlığına dair yeni tartışmaların gündeme geldiğini göstermekte.

Rusya’nın Çekilme İhtimali ve Güneydeki Güç Boşluğu

Rusya’nın Deir ez-Zor, Khmeimim Hava Üssü ve Tartus Deniz Üssü gibi kritik askeri üslerindeki varlığını ne ölçüde sürdüreceği belirsizliğini koruyor. Bu üslerin boşalması, İsrail’in Golan Tepeleri’ndeki işgal alanlarını genişletmesiyle bir araya gelerek, Suriye’nin güneyinde ciddi bir güvenlik açığı oluşturabilir. Özellikle Rusya’nın İsrail’in Golan’daki faaliyetlerine karşı sessiz kalması, Moskova’nın bölgedeki etkisini yitirdiği yönünde yorumlanıyor.

Lübnan-Suriye Sınırındaki Kontrolsüz Dönüşler

Lübnan ve Suriye sınırında yaşanan kontrolsüz hareketlilik, Lübnan’daki Suriyeli sığınmacıların geri dönüşlerini hızlandırmakta. Ancak bu dönüşlerin plansız ve güvensiz bir şekilde gerçekleşmesi, bölgede kaotik bir durum yaratıyor. Türkiye-Suriye sınırında ise farklı bir dinamik söz konusu. Geçici koruma statüsündeki Suriyelilerin kesin dönüşlerine göz yumulsa da, geri dönmek isteyenlerin ülkeye yeniden girişine izin verilmemesi, sınır politikalarındaki tutarsızlığı açığa çıkarıyor.

HTŞ’nin Yükselişi ve Afganistan Benzeri Yönetim Riski

Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) liderinin Taliban geçmişi, Türkiye’nin güney sınırında Afganistan benzeri bir yönetimin oluşabileceğine dair endişeleri artırıyor. HTŞ, kontrolü altında bulduğu bölgelerde şeriat temelinde bir düzen kurmaya gayret ederken, bu durum sınır hattında istikrarsızlığa yol açabilir. Radikal unsurların güçlenmesi ise Türkiye için uzun vadede ciddi bir güvenlik riski yaratabilir.

Türkiye’nin Güvenlik Politikaları

Türkiye, hem mültecilerin dönüşü hem de sınır ötesi güvenlik tehditleri konusunda daha proaktif bir yaklaşım benimsemek zorunda. Bölgedeki güç dinamiklerinin hızla değiştiği bu süreçte, Türkiye’nin uluslararası aktörlerle iş birliği yaparak sınır güvenliğini artırması ve bölgesel etkisini güçlendirmesi büyük önem arz ediyor.

Suriye’deki mevcut durum, Türkiye’nin hem insani hem de güvenlik açısından kapsamlı bir strateji geliştirmesi gerektiğini açıkça ortaya koyuyor. Bu bağlamda, bölgedeki dengelerin Türkiye üzerindeki etkileri dikkatli bir şekilde izlenmelidir.

Büyükada 8 Aralık 2024 Kadıyoran.

İlgili Yazılar

“Ukrayna Krizi: Türkiye’nin Enerji Güvenliği Üzerindeki Etkileri – Haluk DİRESKENELİ”

2025 Enerji Piyasaları: Geleceğe Dair Öngörüler – Haluk DİRESKENELİ

Rusya’nın Doğalgaza Bağımlılığının ve ABD Yaptırımlarının Etkileri – Haluk DİRESKENELİ