Para Nedir? Sözlükte “parça, gümüş parçası” anlamına gelen Farsça pâre kelimesinden türetilen para, genel olarak bütün ödeme araçlarını ifade eden bir genişlik kazanmıştır.
Para, üretici ve tüketicilerin piyasalarda karşılaşarak alışveriş yapabilmelerini sağlayan bir araçtır. Yani para; bir değişim aracı, ortak bir değer ölçüsü, tasarruf ve borçlanma aracı ve ekonomi politikası aracıdır.
Paranın Tarihi
Para İlk Olarak Sümer ve Babil Uygarlıklarında Görülmüştür.
M.Ö. 3500’lü yıllarda Sümer ve Babil uygarlıklarında rastlandığı belirtilmiştir. Yani paranın tarihi genel olarak bilinenin aksine Lidyalılardan daha önceye dayanmaktadır. Lidyalılar ilk madeni parayı kullanan uygarlıktır. Daha önce birçok uygarlık tarafından deniz kabuklarından, tuza, çeşitli taşlardan farklı varlıklara
kadar birçok nesne para olarak kullanılmıştır.
Madeni-Bozuk Para Nasıl Ortaya Çıktı
M.Ö. 7. yüzyılda Anadolu’da bir uygarlık olan Lidyalılar, bir kalıp üstüne konan madeni pula hareketli bir üst kalıp yerleştirmişler. Bu kalıba da çekiç ile vurarak darp yöntemiyle tarihin ilk parasını basmışlar. Darp edilen bu paralar altındandır. Bakla büyüklüğünde ve kraliyet armasını taşıyan ilk madeni paralar, %75 altın,
%25 gümüş alaşımı elektromdan yapılmıştır.
Tekrarlamak gerekirse Lidyalılar tarihte parayı bulanlar olarak değil paraya ilk kez değerli metallerle standart bir yapıya dönüştürenlerdir. M.Ö. 640 yılında basıldığı kesinleşen ilk sikke madeni paranın tarihi için büyük önem arz etmektedir.
Lidyalılarla başlayan değerli madenlerle para basımı asırlarca devam etmiş, altından ve gümüşten basılan paralar tüm dünyada geçerli hale gelmiştir. O günkü önemli ticaret merkezlerinde bu paraları ağırlıklarına göre bazı küresel olmayan bölgesel standartlar belirlenmiş, ticaret bu standartlara göre devam etmiş ve bunlarla beraber bazı malların para yerine geçmesine (örneğin d Hz. Peygamber (sav) zamanında buğday, hurma, tuz, arpa gibi mallar) devam edilmiştir.
Eski Yunan, Roma, Sasani, Bizans, İslam ve Batı Avrupa sikkeleri birbirleriyle bazen sıkı bazen de daha gevşek ilişki içinde gelişmişlerdir. Roma sikkeleri Avrupa/Akdeniz/Orta Doğu geleneğinin evriminde önemli bir aşamayı temsil etmektedir. Bugün hem Avrupa’da hem de Orta Doğu’da kullanılmakta olan pound, libre/lira ve dinar gibi pek çok parasal terimin kökenleri Roma döneminde atılmıştır.
1250 yılında Floransa’da Florin isimli altın paralar basılmış ve hızla Avrupa’ya yayılmıştır. Ardından benzer altın ve gümüş paraların basımı Avrupa’da devam etmiş bir şekilde aralarında standart olmasa da altının ve gümüşün para olarak kesin kullanımı sağlanmıştır. (Bir dönem derebeyliğin Avrupa’da egemen olduğu zamanlarda altın dolaşımı kaybolmuş ve diğer madenlerden yapılmış olan sikkelerin dolaşımı başlamıştır.) O dönemlerde ülkeler birbirlerinden ticaret ya da savaşla elde ettikleri altın ve gümüşleri kendi darphanelerinde eriterek kendi paralarını bastırmışlar ya da ilgili coğrafyada geçerliliği olan paraları o coğrafya ile olan münasebetlerde kullanmışlardır.
Dünyadaki İlk Para – İlk Kağıt Para – Banknot Para
İlk kağıt para aslen borç senedi olarak ortaya çıkmıştır. Sonrasında bahsi geçen senetler zamanla kağıt paralara dönüşmüştür. İlk ispatlanabilir bulgular 6. yüzyıldan itibaren Çin’de basılmaya başlanan kağıt paralardır. 7. Yüzyılda Tang Hanedanının hükümranlığında biraz daha yaygınlaşmaya başlamıştır. Borç senedi niteliğindeki kağıt paralar Çin’i bir bütün olarak yöneten Song Hanedanı döneminde bakır arzındaki problemden ötürü artık devlet tarafından da basılır olmuş ve adı Jiaozi olan bu paraların, merkezi hükümetin üstünlüklerini fark etmesiyle 1120 yılından itibaren sadece devlet tarafından tekel olarak basılmasına başlanmıştır. 1279 yılında Yuan Hanedanı tarafından devrilmesine kadar da sistem geçerliliğini korumuştur.
11.yüzyıldan sonra Çin’de matbaacılığın gelişmesi sonrası 13. yüzyılda sisteme çok sayıda farklı türde kağıt paranın girmesini takip eden siyasi söz konusu kargaşa kağıt para sistemini çökertmiştir. 14.yüzyılda Avrupa’da, Çin ile ticaret yapan Venedikliler tarafından “Nota di Banco” terimiyle o dönemin bankerlerince, devlet tarafından olmasa da bu sistem yavaş yavaş kullanılır hale gelmiş ve modern kağıt para sisteminin temelleri hazırlanmaya başlanmıştır.
Günümüzde Kullanılan Paranın İlk Ortaya Çıkışı
Avrupa kıtasında ise, günümüz kağıt paralarının atası olan ilk banknotlar 1661 yılında İsveç’te basılmıştır. Bu uygulamanın İsveç’te ortaya çıkmasına neden olan olay ise bakır zengini olan İsveç Hazinesinin bolluğun oluşturduğu ucuzluktan ötürü paraları artık insanların taşıyamayacakları büyüklükte darp etmek zorunda kalmasından oldu.
Danimarkalı bir ziyaretçinin tarihi kayıtlarında bu uygulamayı şöyle anlatıyordu: “Birçok insan parasını bir iple bağlayarak sırtında taşıyor, diğerleri kafasının üstünde taşıyordu. Büyük meblağlar ise vagonlarda taşınıyordu.”
İsveçliler bu sorunu çözmek için İngilizlerin yakın tarihinden yararlandılar.
İngiltere’de 1605’te tahta çıkan ve parlamentoya karşı iç savaş çıkaran, 1650’de idama mahkûm edilen Kral I. Charles; 1640’da tüccarlara ait olan ve Londra Kulesi’nde saklanan altın külçelere el koymuştur.
Bunun üzerine tüccarların devlete olan güveni sarsılmış ve siyasal koşullar tüccarların bundan sonraki süreçte altınlarını “goldsmith” denilen kişilere emanet etmesine, karşılığında da “şahadetname” almaya başlamalarına neden olmuştur.
Bir süre sonra goldsmithler, kasalarındaki altınların atıl durduğunu görmüş ve bu işten faydalanmak için mükemmel bir plan hazırlamış, bu varlıklara dayalı olarak borç isteyenlere “goldsmith notes” denilen kendi senetlerini vermeye başlamış, senetlerin zamanla piyasada alışverişlerde dolaşır olmasına, dolayısıyla da ilk banknot sistemini oluşturmasına neden olmuşlardı. Böylece de kuyumcular âdeta birer bankaya dönüşüvermişlerdir.
İsveçliler işte bu yöntemden esinlenerek ve daha önce 1609 yılında ticaretin yoğun olduğu dönemde madeni paralarda standardın sağlanması amacıyla kurulan Amsterdam Bankası tarafından standartlaştırmayı sağlamak ve uluslar arası ticaretlerinde kullanmak amacıyla kullanılmaya başlanan banka parası isimli senetleri de örnek alarak hazırladıkları kağıt paraları 1661 yılında basmaya başlamışlardır. 1668 yılında da sistemi tamamen oturtmak adına Swedish Riksbank adındaki İsveç Bankası yeni sistemin yöneticisi olarak devletin merkez bankasına dönüştürülmüştür.
Paranın Bugünkü Anlamıyla Merkez Bankalarınca Basılması
1688’de İngiliz parlamentosundaki Whigler ve Toryler birleşip ülkeyi Katolikliğe tekrar geçirmeye çalışan II. James’i tahtan indirip kızı Protestan Mary ile Hollandalı eşi Sessiz William’ı (William Oranj ya da III.William) çifte hükümdar (ko-monark) olarak tahta geçirmişlerdir.
Tarihte bu olay, bu çifte hükümdarın döneminde birazdan açıklanacak olan finansal devrimin gerçekleştirmesi sonrası artan refahtan ve finansal devrimin yol açtığı Sanayi Devrimi sayesinde İngiltere’nin dünyanın süper gücü olmasına temel hazırlaması nedeniyle “Muhteşem Devrim” olarak anılmaktadır.
Ko-monark iktidarının başladığı zamanlarda ülke hazinesi iflasın eşiğindeydi. Ülkede para sistemi bir nevi kuyumcularca yönetilmekteydi. Yeni kral ve kraliçe bir taraftan Fransa’ya savaş açmak, diğer yandan da eski kralın destekçileriyle mücadele etmek zorunda kalmışlardı. Ciddi derecede fona ihtiyaçları bulunmaktaydı.
Fırsatı gören rantiyeci tüccarlar, ciddi derecede kaynak sıkıntısı yaşayan III. William’a reddedemeyeceği bir teklifte bulunmuştur.
Devlet Bankasının Kurulması
Bir devlet bankasının kurulması, bu bankaya hissedar olacak olan William Peterson önderliğindeki rantiyecilerin 1.200.000 pound1 altın ve gümüş sermaye koyması, bu paranın krala borç verilmesi, kralın da bu paraya karşılık olarak yılda 96.000 pound faiz ve 4.000 pound da işletme masrafı ödemesi, bu faiz ve giderlerden başka kralın 1.200.0000 pound değerinde banknot basması ve bu paranın bankaca piyasaya borç verilebilmesi kararları alınmıştır.
Bu, aynı miktara mukabil atın ve gümüşe karşılık iki katı kadar banknot para üretmek manasına gelmektedir. Yani paradan iki defa para kazanacak bir sistem oluşturmuştur. Savaştan ve iç sıkıntılardan dolayı kral, teklifi koşulsuz kabul etmiş ve dolayısıyla Kısmi Rezerv Sistemi’nin temelleri atılmıştır.
1694’te bu imtiyazlı plan dâhilinde İngiltere Bankası kurulmuştur. Her ne kadar 1668 yılında kurulan Swedish Riksbank adındaki İsveç Bankası, anonim şirket formunda bir ticari bankayken devleti fonlamaya başlaması ve ticari bankalar için takas merkezi görevi üstlenmesinden ötürü ilk merkez bankası kabul edilse de uluslararası kısmi rezerv bankacılığının temellerinin atılmasından ve doğrudan hükümeti fonlamak amacıyla kurulmasından ötürü İngiltere Bankası merkez bankalarının atası olmuştur.
Ardından da banknotun yaygınlaşmasıyla tüm dünyada merkez bankacılığı faaliyetleri başlamıştır.
Tarihte Para Çeşitleri
Mal Para Nedir?
Para tarihsel süreç içerisinde karşımıza farklı niteliklerle çıkmıştır. Mal Para olarak tanımlanan para mübadele döneminde kullanılan paradır. Madenlerin kullanıldığı dönemlerde üzerinde o madenin değeri yazılarak kullanılmıştır. Madenlerin kullanıma girmesi nedeniyle bu dönem Metal Para Sistemi olarak ayrışır. Fakat aslen Metal Paralar da Mal Para olarak tanımlanmaktadır. Tarihte altın, gümüş, nikel, demir, tunç, bakır, gibi madenler metal para olarak kullanılmıştır.
Altın ve gümüş madenleri uzunca bir dönem kullanıldığı için metal para sistemi tek metal sistemi ve çift metal sistemi şeklinde ikiye ayrılmaktadır.
Tek Metal Sisteminde tek bir metal, para olarak kullanılmaktadır. Bir diğer ifadeyle sadece gümüşün veya sadece altının para olarak kullanıldığı sistemdir. Tek Metal sistemine monometalizm de denilmektedir. Tek metal sistemi gümüş standardı ve altın standardı şeklinde iki uygulama alanı bulmuştur.
- Gümüş Standardı: Gümüşün metal olarak tek ve geçerli para birimi olduğu sistem gümüş standardıdır. Altının üretim ve arzında yetersizlikler olduğu dönemler gümüş, para fonksiyonunu yerine getirmiştir. Gümüş genel olarak sikke olarak tedavül edilmiştir.
- Altın Standardı: Altının para olarak kullanıldığı bir sistemdir. Gümüşün devamlı bir şekilde aksaması karşısında 19. yüzyılın başlarında çift metal sistemi terk edilmeye başlanarak altın standardı kabul edilmiştir. Fakat altın standardı değişik uygulama aşamalarından geçmiştir.
Mal Para Standartları
Altın sikke standardı: Bu sistemde altın sikkeler halinde tedavül edilmektedir. Genelde altın sikke standardı Avrupa’da ilk defa 1816 yılında İngiltere’de uygulamıştır.
Altın külçe standardı: I. Dünya savaşından sonra altından tasarruf sağlamak amacıyla büyük Avrupa devletleri tarafından kullanılmıştır. Altın sikke basımı durdurmuş para olarak altına bağlanan banknot ve sertifikalar kullanılmaya başlamıştır. Piyasada altının dolaşımı söz konusu değildir. Altın karşılığı olan bir kısım belgeler, sertifikalar veya banknotlar dolaşımda bulunmaktadır.
Altın kambiyo standardı: Bu sistemde ülke parasının belirli gram ve ayardaki altına sabitlenmiş bir başka yabancı paraya belli bir parite üzerinden bağlanması söz konusudur.
Parasını bir başka ülkenin parasına bağlayan tabi ülke, parasını altına bağlayan ülkeye ise anahtar ülke denilmektedir. Bu sistem I. Dünya savaşından sonra altın stokları tükenen Avrupa ülkeleri tarafından yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Bretton Woods sistemi altın kambiyo standardının en güzel örneklerinden biridir.
Çift Metal Sisteminde altın ve gümüş birlikte olur. Çift metal sisteminin uygulanmaya başlamasının nedeni tek metal üretiminin artan para gereksinimini karşılayacak miktarda arttırılamamasıdır. Bu sisteme bimetalizm de denilmektedir. Çift metal sistemi, Avrupa ve Amerika’da 18. yüzyılın ilk yarısından itibaren
ortaya çıkmakta ve 19. yüzyılın ilk çeyreğine kadar sürmektedir. Çift metal sisteminde hem gümüş hem de altın devletin resmi parası olarak kabul edilmektedir. Altın ve gümüş arasında mübadele oranını devlet belirlemektedir.
Temsili Para Nedir?
Kıymetli madenlere çevrilebilen paralara temsili para denir. Başlangıçta yüzde yüz altına çevrilebilir özelliğe sahip olan temsili paralar, zamanla yerinin kağıt paraya bırakmıştır. Kıymetli madenler karşılığında basılan ve tekrar o madene dönüştürülebilen paralardır. Bugün bu paralar kullanılmaktadır. Temsili paralar tarihsel
yolculukları içerisinde kendi arasında altı grupta ortaya çıkmışlardır.
- Altın ve gümüş sertifikaları: Altın ve gümüşün para olarak kullanıldığı dönemlerde taşınma ve saklama zorluğunu ortadan kaldırmaktadır. Bunun için bu paralar bankerlere emanet edilerek karşılığında sertifikalar alınmıştır. Bu belgeler temsil ettikleri para yerine geçmek üzere mübadelelerde aracı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Böylece ilk temsili para ortaya çıkmıştır. Sertifikaların en önemli özelliği, bu belgeleri veren kurumun kasasında % 100 karşılığının bulunmasıdır.
- Banknot: Altın ve gümüş sertifikaları veren bankalar, kendilerine emanet edilen altın ve gümüşleri vardır. Bunların büyük bir kısmının geri istenmediğini anlamaları sonrası oldu. Hatta borç isteyenlere, altın/gümüş yerine bu sertifika vermeye başladılar. Bu şekilde % 100 değerli maden karşılığı olmayan, ancak istenildiği zaman altın olur. Veya gümüşe çevrilebileceği garantisi olan sertifikalar kullanılmaya başlanmıştır. Bu sertifikalara , “banka notu” anlamına gelen “banknot” denilmiştir. İlk dönemlerde her banka banknot çıkardı. Ancak, yaşanan büyük olumsuzluklardan sonra banknot çıkartma yetkisi sadece Merkez Bankalarına verilmiştir.
- Kağıt Para: Merkez bankaları tarafından ortaya çıkar. Her ülkenin parasını o ülkenin merkez bankası basarak piyasaya sunar. Geçmişte çeşitli dönemlerde doğrudan ya da paraların birbirine olan andeksiyle (dolara karşı değeri üzerinden altın değerinin tespiti vs.) altın karşılığı olan bu paralar 1971 sonrası (dolar ile altın arasındaki denkliğin tek taraflı olarak ABD tarafından iptali sonrası) tamamen itibari olarak basılmaya başlanmıştır.
- Madeni para: Küçük ve küsuratlı ödeme için bir miktar kağıt paraya denk gelen tutardır. Bu tutarlarda Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı olandır. Ayrıca Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü aracılığıyla basılırlar.
- Kaydi para (banka parası): Ödeme işlemlerinde kullanılan banka mevduatıdır.
- Para yerine geçenler: “Plastik para” da denilen “kredi kartları” vb.
1 Yorum