Türkiye’de kış aylarında gezilecek yerler, oldukça fazladır. Türkiye, bulunduğu coğrafi konum ve sahip olduğu coğrafya ve iklim ile her mevsim ayrı güzelliktedir.
Tatil deyince insanlarda oluşan algı ve çağrışım; yaz aylarında yapılan, gezip-görme, yeme- içme, fiziksel aktivitelerde bulunma, dinlenme, tebdil-i mekan etme, yeni insanlarla tanışma, yeni yerler görme, ikamet ettiği bölgeden uzaklaşma eylemlerinin tümüdür. Amma velakin bunların hepsi kış aylarında da yapılabilir, süresi yaz aylarına göre nispeten kısa bile olsa, kış tatili yaz aylarını aratmayacak güzelliktedir. Tatil eşittir gezmek, gezmek eşittir tatildir, iç içe geçmiştir, ayrılamaz.
Kışın Evde Oturulmaz, Hadi Gezelim
Türkiye’de Kış Aylarında Gezilecek Yerler
YEDİGÖLLER
Bolu ilinde yer alan Yedigöller Milli Parkı, 1626 Hektarlık bir alanı kaplamaktadır. İsmiyle müsemma yedi tane göl var, bu milli parkta; İncegöl, Sazlıgöl, Nazlıgöl, Deringöl, Büyükgöl, Küçükgöl ve Seringöl. Sanki göllerin koruyucusu gibi etraflarını çepeçevre saran meşe, karaçam ve kayın ormanları manzaranın güzelliğini ikiye katlamaktadır. ‘’Yeşilin böyle bir tonu mu varmış?’’ diyeceğiniz, yeşil skalasına hayran olacağınız bir yer. Bu yedi gölün sahibi olan balıklar; mercan, alabalık ve gökkuşağı gibi türlerdir.
Yedigöller Milli park yerleşkesinde, geyik ve alabalık üretme istasyonu bulunmakta, hayvan severler için görülmesi gereken bir yer.
Yedigöller’e günübirlik gidebilir ya da hafta sonunuzu orada geçirebilirsiniz; çadır kurabilir ya da bungalov tarzı evlerde kalabilirsiniz. Yürüyüş ve doğa sporları için mükemmel bir yerdir. Bu doğa harikası parkı izlemek için, iki tane seyir terası var; Kapankaya ve Manzara seyir terasları, buradan kadrajınıza takılacak pek çok fotoğraf karesi olacaktır.
Önerilen yazı; Bolu ve Gölleri
KARTALKAYA
Bolu’nun doğusunda, Köroğlu Dağlarının zirvesinde, bir kayak merkezidir. Kayak pistlerinin standardizasyonu uluslararası boyuttadır. Tesisler ve otellerin hizmetleri, misafirlerin tüm istekleri öngörülerek yapılmıştır. Kaymaktan sıkıldığınızda, otelinizin kapalı havuzunda yüzebilirsiniz. Çam ve gürgen ağaçlarının beyazla buluşması en güzel Kartalkaya’da yaşanır. 2.200 metre yükseklikteki kayak merkezi, kayak sezonunu en uzun yaşayan kayak merkezlerinden biridir.
Aralık ayından mart ayına kadar kayak yapabilir, geri kalan aylarda Köroğlu Dağı’nın yaylalarında kamp kurup, doğa ile kucaklaşabilirsiniz. Lapa Lapa yağan kar görme şansınızın olmadığı bir bölgede yaşıyorsanız eğer, Kartalkaya’ya gidin, başınızı gökyüzüne kaldırın, karın dans ederek yağışını izleyin. Gündüz, karla yeter derecede samimi oldunuz ise, gece de otellerin düzenlediği partilerde, dj performanslarında sıcağın ve eğlencenin içine dalabilirsiniz.
VAN
Doğu Anadolu’nun güzel kızı, içinde barındırdığı onca güzelliği yansıtan koca şehir, Türkiye’nin en çok nüfus barındıran on dokuzuncu şehridir. Görülesi noktaları ve güzellikleri:
- Van Gölü: Tektonik çöküntü alanında oluşmuş, volkanik bir set gölüdür. Hem tuzlu, hem sodalı olan suyu cilde çok faydalıdır. Gölde suya girilebiliyor ama kış ayı için girmenizi önermiyoruz lakin çıplak ayak sahilde yürüyebilir, göl çevresindeki kafelere oturup sıcak bir içecek eşliğinde, Van Gölünün muhteşem manzarasının keyfine varabilirsiniz. Ayrıca, kuşların göç yollarına duraklık eden Van gölü havzasında, hiç görmediğiniz türden kuşları görebilirsiniz.
- Akdamar Adası: Van Gölündeki dört adadan biri olan Akdamar Adası ismini, Tamara adında güzeller güzeli keşiş kızı ile Gevaş’lı genç çobanın vuslatsız aşk öyküsünden alır. Genç çobanın, ‘’Ah Tamara Ah Tamara’’ haykırışları, zaman içinde Akdamar olarak söylenegelmiştir. Hikayenin tamamını Van’a gidip, gezip yöre halkının ağzından dinleyin.
- Muradiye Şelalesi: İsmini IV. Murat’tan alan şelale, Tendürek Dağı’ndan çıkan Bendimahi Çayı’nın coşkun çağlamasının sesini dinlemek ve görsel bir şölene şahitlik etmek için gitmeniz gereken yerlerden.
Van kedisi: Dünyaca bilinen Van Kedisi, uzun, yumuşak ve beyaz tüylü, iki farklı göz rengine sahip, su ile arası gayet iyi olan, asil bir kedi türüdür. Sayıları azaldığı için, koruma altında olan Van Kedisini görmek isterseniz ki mutlaka görün, - Van Kedisi Araştırma Merkezinde görebilirsiniz. Yılda binlerce ziyaretçisi olan bu merkezde, güzellik abidesi Van kedilerini besleyip, sevip, öpebilirsiniz.
- Van kahvaltısı: Van’a sırf kahvaltısı için bile gidilebilir; şairinde dediği gibi ‘’Kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı’’, bizce de tüm öğünlerin şahıdır kahvaltı, hele ki Van kahvaltısı; yörenin otları ile yapılan otlu peynir, ceviz reçeli, töreye has unun tereyağı ile kavrulması ile yapılan kavut, envai çeşit kahvaltılıklar, taş fırında pişen lavaş ekmeği ve süzgeç kullanılmadan bardaklara doldurulan sıcacık demli çay.
ERCİYES
Sezarların Kenti anlamına gelen Kayseri’nin, en büyük dağı Erciyes’tir. Erciyes dağında bulunan kayak merkezi 3916 metre yüksekliğindeki merkez, dört önemli pisti barındırır. Hisarcık, Develi, Hacılar ve Tekir olmak üzere. 2200 metrede, dağ mimarisine uygun olarak inşa edilen otel ve tesisler sundukları imkanlarla misafirlerin mutlu ayrılmasını sağlıyor. Erciyes’e ulaşım gayet kolay, bu yüzden Kayseri’de şehirde bir otelde konaklayıp da, kaymak için Erciyes’e gidebilirsiniz.
Erciyes Ovasında, güzellikleri ve vahşi olmaları nedeniyle, görülmesi gereken Yılkı Atlarının özgür, asi ve asil halleri, sizin sürekli deklanşöre basmanıza neden olacak.
Kayseri’ye gitmişken Hisarcık, Talas ve Gesi bağlarında mutlaka dolanın ve sonra Bayramhacı ile Tekgöz kaplıcalarında sıcak suyu hücrelerinize dek hissedin.
Şehir merkezi ve çevre ilçelerde ise Hitit, Selçuklu, Osmanlı dönemine ait pek çok eser, görmeniz için sizi bekliyor.
Yemek konusunda ise haklı bir üne sahip Kayseri’den kilo alıp dönmeniz muhtemel.
BAFA GÖLÜ
Muğla il sınırları içinde, Büyük Menderes Nehri deltasının güneydoğusunda, Beşparmak Dağlarının eteklerini öpen, tatlı su gölüdür. Bafa ‘’Su ülkesi’’ anlamına gelir. Göl ve gölün çevresinde bulunan zeytin ağaçları, Ege’nin huzurunu, dinginliğini ve bereketini simgeler. Gölde üç tane küçük ada vardır; adalarda antik dönemlere ait kilise ve manastırlar bulunmaktadır.
Gölün hemen yanında bulunan Herakleia antik kenti, döneminde surlarla çevrili imiş, bugün ise surların bir kısmı ayakta. Bu kadim kenti gezerken, bastığınız toprağa, bir zamanlar başkalarının bastığını, aynı yerde yürüdüğünüzü, aynı ufka baktığınızı düşünmek, sizi zaman yolculuğunda olduğunuz hissine sevk edecek.
Bir başka antik kent Labranda, döneminin kehanet merkezlerinden birisiymiş, Beşparmak Dağlarının zirvesinde kurulmuş. Zirvede kurulmasının sebebi Pers ve Makedon saldırılardan, özellikle din adamlarını korumakmış. Bu antik kentte, kalıntılarını görebileceğiniz, balıklı havuzun içindeki balıkların hareketine göre, savaş ya da barış kararı alınırmış.
ANTALYA
Türkiye’de kış aylarında gezilecek yerler dendiğinde, Antalya en iç ısıtan lokasyon olarak öne çıkar. Antalya, yazı anımsatsa da, kış rotası için de çok güzel bir destinasyondur. Antalya’nın harikaları, saymakla bitmese de birkaç noktası:
- Damlataş Mağarası: Bal renginde, kehribarı andıran sarkıt ve dikitleri ile ziyaretçilerine göz ziyafeti yaşatan bir mağara. Sıcaklığı, her mevsim, sürekli 20 ila 23 derece arası stabil. Mağaranın atmosferindeki, gazların ve radyoaktif dalgaların, astım ve romatizma gibi rahatsızlıklara iyi geldiği yönünde bir inanış vardır.
- Olimpos: Kumsalı taşlı, denizi kendi yansımanızı görecek kadar berraktır. Mavi yolculuk gemilerinin uğrak yeri olan Olimpos’ta, Likya Uygarlığı’ndan kalan kalıntıları görebilirsiniz.
- Şelaleler: Manavgat, Kurşunlu ve Düden şelaleleri; her biri ayrı güzellikte ve coşkuda, falezlerin üzerinden, geçmişten geleceğe çağlar. Suyun gücüne ve ihtişamına hayran kalacaksınız.
- Karain Mağarası: Termessos Milli Parkı içinde, geçitlerle birbirine bağlanmış üç galeriden oluşur. Paleolitik Çağdan kalma mağaranın, sarkıt ve dikitleri, birbirine kavuşmaya çalışan sevgililer gibidir…
Türkiye’de kış aylarında gezilecek yerler