Kahve ile ilgili son yapılan araştırmalarda ortaya çıkan bazı çarpıcı sonuçlar oldu. uykusuz gecelere eşlik etmek dışında, kahvenin vücudumuza farklı açılardan da katkı yaptığı saptandı.
1.ZİHİN AÇIYOR
Evet, sizi sadece uyanık tutmuyor. Aynı zamanda zihninizin de açık olmasını sağlıyor.
Tabii bunu sağlayan etken maddemiz kafein. Tıpta psikoaktif madde olarak anılıyor. Psikoaktif maddeler, beyninizdeki sinir taşıyıclarını baskılayan adenozin adlı bileşenin etkilerini azaltıyor. Böylelikle, daha rahat çalışma fırsatı bulan beyin sinirleriniz, dopamin ve noradrenalin gibi hormonların da daha çok salgılanmasına olanak tanıyor.
Bu sayede kafein, insanın ruh halini, dikkat aralığını ve hafızasını olumlu yönde etkiliyor. Ayrıca beyin fonksiyonlarının, genel anlamda daha yüksek seviyelere çıkmasına yardımcı oluyor.
2.YAĞ YAKIMINI HIZLANDIRIYOR VE FİZİKSEL PERFORMANSI ARTTIRIYOR
Yağ yakma iddiasıyla satılan birçok besin maddesinin içeriğinde de görmeye alıştığımız kafein, bir kez daha hünerini gösteriyor.
Yukarıdaki etkileri ile paralel olarak kafeinin vücudun bütünündeki sinirlere etki ettiği biliniyor. Bu sayede, tıpkı beyin fonksiyonlarında olduğu gibi metabolizmanın geri kalanının daha hareketli olmasını sağlıyor. Böylelikle yağ asitlerinin yakılması süreci, hızlanmış oluyor.
Ayrıca yağ asitlerini, yağ dokularından ayırmaya yardımcı olan kafein, beden gücünüzü arttırıyor. Yapılan bazı araştırmalarda kafein dolayısıyla kahve tüketenlerin egzersiz performanslarında 11-12% aralığında artış saptanmış.
3.ALZHEIMER VE PARKINSON RİSKİNİ AZALTIYOR
Kısa vadede algılarınızı açan kahve, beyninizi uzun vadede de koruyor. Özellikle, ileri yaşlarda ortaya çıkabilecek hastalıklara karşı.
Bir çeşit bunama olarak adlandırabileceğimiz alzheimer, dünyanın en yaygın nörolojik dejeneratif hastalığı. Parkinson ise aynı listede ikinci sırada gelen aynı türde bir başka hastalık.
Konu ile ilgili yapılan çeşitli araştırmaların sonuçlarına bakıldığında, düzenli kahve tüketen insanların 60%’ oranında daha az bunama ve alzheimer riski taşıdığı görülüyor. Parkinson hastalığında da, kahve seveler için neredeyse yarı yarıya azalan risk söz konusu.
4.TİP 2 DİYABET VE İNSÜLİN DİRENCİ
Son 20-30 yıllık periyotta, bir salgın hastalık hüviyeti kazanan tip 2 diyabet, dünyada 300 milyondan fazla kişiyi pençesine almış durumda. Temel sebebi, insülin salgılamadaki bozukluk veya insülin direnci olarak biliniyor.
Kahve tüketicileri arasında yapılan farklı araştırmalar sonucunda, en az %23 olmak kaydıyla, %66’lara varan oranda tip 2 diyabete yakalanma riskinin azaldığı görülüyor.
Bununla birlikte 458 bin kişinin katılımı ile gerçekleştirilen kapsamlı bir araştırma daha mevcut. Bu araştırmaya göre, günlük kullanımda tüktilen her bir bardak kahvenin, tip 2 diyabet riskini 7% oranında azalttığı görülmüş.
Yalnız dikkat kahve içerğim derken şeker alıp insülin direncine destek olmayın. Kahveler nasıl olsun? Şekersiz lütfen
5.KARACİĞER SAĞLIĞI İÇİN İNANILMAZ FAYDALI
Vücudumuzdaki yüzlerce hayati fonksiyon, karaciğer aracılığı ile sağlıklı çalışıyor.
Ancak, karaciğerimiz modern beslenme şekillerine karşı çok dayanıklı sayılmaz. Özellikle, alkol ve fruktoz içeren diyetler, karaciğer için büyük tehlike. Siroz ve karaciğer iltihabı gibi hastalıklar, bu tür beslenmelerin bir ürünü olarak ortaya çıkabiliyor.
Ancak yapılan araştırmalara göre, günde 4 bardak ve üzeri kahve içenlerin siroza yakalanma riskinin 80% gibi şaşırtıcı bir ordan azaldığı saptanmış. Ayrıca düzenli kahve tüketenlerin karaciğer kanserine yakalanma risklerinde, gözle görülür azalmalar meydana geldiği ortaya çıkan sonuçlar arasında yer alıyor.
SON BİR HATIRLATMA
Makul miktarlarda tüketildiği zaman sağlığınız için yararlı olsa da her gıda gibi kahvenin tüketimini de abartmamak gerektiğini unutmayalım. Ayrıca, eğer doktor kontrolünde tedavi görüyorsanız ve sürekli ilaç kullandığınız hastalıklar varsa, bilinçsiz kahve tüketimden kaçınmalısınız. Bu konuda en iyi yönlendirmeyi doktorunuz yapacaktır.