Bolu ve Gölleri: Hani pastoral renklerle kotarılmış, bakmaya doyamadığımız tablolar vardır ya, Hani yağlı boya bir tablonun bir anda içinde olduğumuzu hissettiren o gerçekliği sarar insanı. İşte Bolu tam da bu hisleri yaşatan bir kent. Baharı kadar sonbaharı da ayrı güzel bir kentte düşen sarı yapraklar ve doğanın ihtişamıyla akla gelen kent.
Bir Doğa Harikası Bolu ve Gölleri
Dört mevsimin adeta bir ressamın fırçasıyla hayat bulmuş yaşayan bir doğa harikası Bolu, gölleriyle de güzelliğini bir kolye gibi takar boynuna. İşte önce gözlerimize daha sonra ruhumuza dokunan bir renk şöleni Bolu ve gölleri hakkında yazmadan önce kısaca birkaç önemli coğrafi bilgi verelim hakkında.
Coğrafik Özellikleri
Bolu Batı Karadeniz’dedir. Arazilerinin %65’i ormanlık %17’si tarım alanlarıyla kaplıdır. Geriye kalanlar çayırlar, meralar veya tarım dışı alanlar olan Bolu ülkemizin ormanlık alanları en fazla olan illerimizdendir.
Kent merkezine göre komşuları, doğuda, Gerede, Dörtdivan, Yeniçağa, kuzeydoğusunda Mengen ki, burası Türkiye’nin en iyi aşçılarının yetiştiği yerdir, güneybatıda Mudurnu, Göynük, güneyde Kıbrıscık veya Seben ilçeleridir. Sakarya, Düzce Bolu’nun batısında yer alırken, güneyinde Ankara, güneybatısında Eskişehir, Bilecik, Kuzeyde Zonguldak, kuzeydoğusunda Karabük, Doğusunda Çankırı ile sınırlandırılmaktadır.
Denizle Bağlantı
Her ne kadar Bolu’nun denize olan bağlantısı Düzce’nin ayrı bir il olmasıyla kalmamış olarak görülse de yine de Bolu’dan Düzce Akçakoca’ya kara yoluyla gidilmesi suretiyle denize doğru harika bir seyahat yapılabilmektedir. Meraklılarına kısaca not düşelim bu konuyla ilgili. Düzce Akçakoca- Bolu arası takribi 80-90 km arası olup, yolculuk sadece 1,5 saattir.
Köroğlu: Özgürlüğün ve İsyanın Sembolü
Huzur, hüzün ve neşeyi aynı anda hissedebileceğiniz Bolu’nun bir manzara tablosu tadında oluşumları yani gölleri, dağları kısaca doğal güzelliklerini elimizden geldikçe saymaya çalışalım şimdi. Ama önce ‘’Selam olsun benden Bolu Beyi’ne.’’ diyen, özgürlüğün, isyanın efsanesi ozan Köroğlu’nu ve adını ondan alan, Orta Anadolu’yu Karadeniz’e bağlayan Köroğlu dağlarını da hatırlayalım ve ona bir selam vermeyi ihmal etmeyelim.
Bir Doğa Harikası Bolu ve Gölleri
Bu yazı Bolu’nun eşsiz doğal güzelliklerini yazmaya yetmeyecektir belki ama uzun uzun anlatacağımız yerlerin haricinde kısa cümlelerle adını zikredeceğimiz güzelliklerin de sizin için keşfedilmesi gereken rotalar olduğunu bildirmiş olacağız hiç değilse.
Abant Gölü-Bolu
Sanırız sadece bu alt başlık için ayrı bir yazı yazılabilir. Doğal bir göl olan Abant gölü Bolu’nun 35 kilometre güneybatısındadır. Yerli ve yabancı turistler için popüler bir yerdir. Zamanın durduğu ve doğanın hüküm sürdüğü bu yerde birçok endemik bitkiyle karşılaşacağınıza söz verebiliriz. Bunlardan biri sadece bu bölgenin yamaçlarına mahsus olan: Abant Çiğdemidir. Elbette Abant Gölünde bulunan Abant Alabalığı da sadece bu bölgeye has bir tür olarak literatürde yerini almıştır.
Gölde enfes nilüferler, su bitkileri vardır. Doğa ananın koynunda özgürce yaşayan porsuklar, tilkiler de görebilirsiniz. Elbette rahatsız etmekten uzak ve sessiz olursanız.
Yer altı sularıyla beslenen Abant gölü milli park konumuna 1988 senesinde getirilerek koruma altına alınmıştır. Yol üstünde alabalık çiftliği lokantaları, piknik alanları ve şirin pansiyonlar mevcuttur. Bununla beraber muazzam manzara eşliğinde yürüyüş yapabilirsiniz. Dilerseniz bisiklet kiralayarak göl kıyısında gezebilirsiniz. Belli zamanlarda, özel izinle oltayla balık tutmanın da mümkün olduğu, İstanbul ve Ankara’dan kısa bir yolculukla gelebileceğiniz bu yer için hafta sonunuzu değerlendirmek harika bir deneyim olacaktır emin olun.
Yedigöller: Zamanın durduğu doğanın konuştuğu yer.
Adından da anlaşılacağı üzere adını bu mevkide bulunan yedi gölden almıştır. Bu göllerin adı: Nazlıgöl, Küçükgöl, İncegöl Seringöl, Deringöl, Büyük Göl’dür. Milli park 43 kilometre kuzeyindedir Bolu’nun. Bahar aylarında gidilmesi tavsiye olunur zira kışın yollar karla kaplıdır. Yine de kışın gitmek isteyenler için Yeniçağa, Mengen, Devrek yahut Yazıcık üstünden de gidilmesi mümkündür.
1965 senesinde milli park kapsamına alınan bu mevkide kamp yerleri vardır. Sadece çevresinde yürümek ve doğanın ihtişamını seyretmek bile bir gününüzü alacaktır. Bu sebeple erkenden yola çıkmanız tavsiye eder.
Kapankaya seyir yeri, geyik üretme çiftliği ziyaret edilmesi gereken yerlerdendir. Bir gün yetmeyecekse ki yetmeyecek, park içinde bungalov evler de bulunmaktadır. Veya geceyi rahatça geçirmenizi sağlamaktadır.
Bolu jeolojik yapısı gereği birçok gölün meydana gelmesine olanak sağlayan bir yerdir. Abant, Yedi göller gibi en çok bilinen göllerinin yanı sıra Çubuk vardır. Ayrıca, Karagöl, Karamurat, Sülüklü Göl gibi muazzam gölleriyle de karşmıza çıkar.
Yazar: Arzu Gökyolcu
1 Yorum