Bir Finansçı – Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü, Doyran Regülatörü ve Hidroelektrik Santrali (8,00 MWm/7,76 MWe) Projesi için ÇED sürecinin tamamlandığına dair ilgili mercilere resmi yazı gönderdi.
Antalya İli, Konyaaltı İlçesi’nde, Doyran ve Geyikbayırı Mahalleleri sınırlarında Doyran Enerji A.Ş. tarafından hayata geçirilmesi hedeflenen Doyran Regülatörü ve Hidroelektrik Santrali (8,00 MWm/7,76 MWe) projesini, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın ilgili yazısı üzerinden, ÇED Yönetmeliği’nin 5. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi gereğince ÇED süreci sonlandırılmıştır.
Açıklamada, “İnceleme Değerlendirme Komisyon üyesinin Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın ilgi (a)’da kayıtlı yazısında belirttiği gibi ‘Doyran Regülatörü ve Hidroelektrik Santrali projesine ait cebri boru güzergahının yaklaşık 5600 metrelik kısmının, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) tarafından 28/12/2009 tarihli ve 27446 sayılı Resmi Gazete’nin Çeşitli İlanlar kısmında yayımlanan “Antalya Doyran İçme Suyu Kaynakları İçme Suyu Kuyuları Koruma Alanı İlanı”‘nda belirtilen Mutlak Koruma Alanı içerisinde, yaklaşık 2300 metre kısmının ise “Antalya Yemişpınarı Kargılı Çeşme İçme Suyu Kaynakları Koruma Alanı İlanı”‘ndaki 1. Derece Koruma Alanı dahilinde kaldığı belirtilmiş olup, bu alanlarda Orman Genel Müdürlüğü tarafından ormanların korunması amacıyla yapılacak çalışmalara yalnızca izin verilebileceği, bunun dışındaki tüm kullanımların yasak olduğu belirtilmiştir’” denilmektedir.
BÖLGE HALKININ TEPKİSİ
Antalya Konyaaltı’nda, her yıl 25 bin yerli ve yabancı tırmanış sporcusunun ziyaret ettiği Geyikbayırı ve Doyran’da planlanan HES projesi, bölge sakinlerinin ciddi itirazlarıyla karşı karşıya kaldı.
08/10/2024 tarihinde gerçekleştirilen ÇED toplantısında itirazlarını Bakanlığa ileten Geyikbayırı Yaşam Platformu, projenin yaratacağı olumsuz etkiler hakkında uyarılarda bulundu. Platform, ‘cansuyu’ olarak bırakılacak %10’luk suyun 8-10 kilometre boyunca derenin kurumasına, 11 köyde tarım faaliyetlerinin olumsuz etkilenmesine ve yapı ruhsatsız hanelerin susuz kalmasına neden olacağı; aynı zamanda yaban hayatı, kuşlar ve arıların yok olmasıyla birlikte meyve yetiştiriciliğinin imkansız hale geleceğini ifadelerinde belirtti.