Altın Hakkındaki 7 Şehir Efsanesi nedir? Altın, gelişmiş dünya ülkelerinde var olan en önemli ödeme sistemlerinden biriydi fakat 2. Dünya Savaşı’ndan sonra altının değeri yavaş yavaş azalmaya başladı. 1971’de ABD, Altın Standardı sistemini bitirince altının rolü tamamen değişti fakat bu altının modası geçmiş bir antika veya kötü bir yatırım olduğunu göstermez. Altın hakkındaki şehir efsanelerini bu içerikte bulabilirsiniz.
1. Altının Para Olup Olmadığı Konusunda Kesin Bir Şey Yoktur
Altının para birimi olup olmadığını kanıtlamaya çalışmanın bir anlamı yoktur. Çünkü bu sorunun cevabı evet olarak verilebilir. Tüm dünyada altına olan talebin yaklaşık yüzde 9’u merkez bankalarından ve diğer finansa kuruluşlardan gelmektedir. Altın külçeleri ve altın sikkeler, toplam talebin yüzde 24’lük kısmını oluşturur. 2016 yılında altın talebinin yüzde 33’lük kısmı doğrudan tüketicilerden gelmektedir. Altın talebinin yüzde 47’si ise mücevher sektörüne aittir. Bu bilgiler ışığında altın hem paradır hem de para değildir diyebiliriz.
2. Fiziksel Olarak Altına Sahip Olamazsınız
Eğer altın bir para birimiyse, neden fiziksel olarak bir altın almak isteyelim ki? Gerçek şu ki fiziksel olarak altın bulundurmak, gerçekten sıkıntılı bir durum olabilir. Altına bir kere sahip olduğunuzda, onu saklayacak bir yerde bulmanız gerekir. Altını etajerinizin içinde saklayabilirsiniz fakat binlerce dolar değerindeki bir eşyayı saklamak için etajer çok aptalca bir yer olabilir. Altını saklamak için bir kasa almalı veya bir bankada kasa kiralamalısınız. Bu da fazladan masraf demektir. Altın Hakkındaki 7 Şehir Efsanesi nedir?
3. Altın Kötü Bir Yatırımdır
Bazı kişiler, altına yatırım yapmayı çok sever bazıları ise ondan nefret eder. Altın ile ilgili en önemli problem, altın adı verilen emtianın değişken bir yapıda olmasıdır. Altın oldukça sınırlı sayıdadır ve kolayca paraya çevrilebilir. Öte yandan altının önemli bir özelliği bulunur. Diğer yatırım araçları, kötü bir performans sergilerken altın güvenli liman özelliği göstermektedir. İşte bu nedenle kişiler, altına çok talep göstermektedir.
4. Altın Madenine Sahip Olmak Altına Sahip Olmaktan Daha İyidir
Eğer kendinizi en kötü durumlara karşı hazırlamak istiyorsanız, altın madeni yerine bir miktar altına sahip olmak çok daha iyidir. Eğer arzu ettiğiniz güvenli bir yatırımsa, altın sahibi olmak çok daha iyidir. Öte yandan daha riskli ve daha kazançlı bir yatırımda bulunmak istiyorsanız, altın çıkaran bir şirketin hisse senetlerine yatırım yapmayı da deneyebilirsiniz.
5. Altın Riskli Bir Yatırımdır
Riskin tanımı kişiden kişiye göre değişebilmektedir fakat çoğu yatırımcı riski anaparayı kaybetme riski olarak tanımlamaktadır. Diğer finansal varlıkların aksine altın, anaparayı sistematik risklerden koruyabilen yegâne yatırım aracıdır. Altının risksiz ve güvenli oluşu, getirisinin de az olmasına neden olur. İşte bu nedenle birçok kişi altını güvenli bir liman olarak görmektedir.
6. Altın Faiz Ödemez
Altının faiz ödemeyeceği doğrudur fakat bu eksik, altın fiyatlarının artmasıyla hemen kapanacak bir durumdur. Örneğin ABD doları 1913’den beri değerinin yüzde 95’ini kaybetti fakat altın aynı süre içerisinde oldukça değer kazandı. ABD dolarındaki değer kaybı, özellikle altın standardının bitirilmesinden sonra hız kazandı. Ayrıca, birçok kişi altını güvenli liman olarak gördüğü için tercih etmeye devam etmektedir.
7. Enflasyona Karşı Altın İyi Bir Yatırımdır
Enflasyon, altının bu kadar tercih edilmesinde önemli bir yere sahiptir. Tarih boyunca altın fiyatları ve enflasyon oranları birbirinden bağımsız olarak artış veya azalış göstermiştir. İşte bu nedenle altın ve enflasyon arasında doğrudan bir ilişki olduğunu söylemek yersiz olacaktır. Yine de altının birçok özelliği altının tercih edilmesini sağlar.
4 Yorumlar