2025 Enerji Piyasaları: Geleceğe Dair Öngörüler – Haluk DİRESKENELİ

Türkiye’nin enerji sektöründeki büyüme, 2024 yılı itibarıyla kayda değer bir hız kazanmıştır. T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre, 2024 Kasım ayı itibarıyla Türkiye’nin kurulu enerji gücü 115 bin MW seviyesine ulaşmıştır. Bu durum, enerji üretim kapasitesinin sürekli olarak genişlediğini ve çeşitlendiğini göstermektedir.

Kaynakların Dağılımı ve Enerji Stratejileri

Türkiye Ulusal Enerji Planı uyarınca, 2024 Temmuz ayı itibarıyla kurulu gücün kaynak bileşimine göre dağılımı şu şekildedir:
•    Hidrolik enerji: %28,5
•    Doğal gaz: %21,9
•    Kömür: %19,
•    Rüzgâr: %10,9
•    Güneş: %15,6
•    Jeotermal: %1,5
•    Diğer kaynaklar: %2,4

Bu dağılım, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelimin arttığını, ancak fosil yakıtlara olan bağımlılığın sürdüğünü göstermektedir. Ayrıca, Afşin-Elbistan kömür sahalarında yaşanan heyelanlar, A ve B termik santrallerinin işletiminde aksaklıklar oluşturmuştur.

Uluslararası Enerji Etkinlikleri

2024 yılında enerji sektörünün uluslararası platformda öne çıkan etkinliklerinden biri, Kasım ayında Milano’da gerçekleştirilen Enlit2024 enerji konferansı ve fuarıdır. Türk firmalarının kısıtlı katılımına rağmen, termik santral inşasındaki tecrübeleriyle bu etkinliğe önemli katkılar sağladıkları görülmüştür. 2025 yılında ise Enlit2025, 18-20 Kasım tarihlerinde İspanya’nın Bilbao kentinde yapılacaktır. 

Bakü’de gerçekleştirilen COP29 İklim ve Çevre Konferansı, ev sahibi ülkenin fosil yakıtları ön plana çıkarması nedeniyle eleştirilmiştir. Konferansta küresel enerji politikalarının daha sürdürülebilir bir yönelime geçmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bir sonraki zirve olan COP30’un ise ilk kez bir Amazon şehrinde, Brezilya’nın Belém kentinde düzenleneceği ifade edilmiştir.

Akkuyu Nükleer Santrali ve Enerji Bağımsızlığı

Türkiye’nin enerji stratejisinde kritik bir rol oynayan Akkuyu Nükleer Santrali, enerji bağımlılığını azaltma potansiyeli taşımaktadır. Ancak santralin bulunduğu bölgedeki potansiyel tehditlere karşı güvenlik önlemlerinin artırılması zorunludur. Bunun yanı sıra, ABD ve Avrupa Birliği’nin uyguladığı ambargolar dolayısıyla bazı kritik ekipmanların tedarikinde yaşanan gecikmeler, projenin ilerleyişini olumsuz etkilemektedir. Nükleer enerjinin sağladığı avantajlar kadar, beraberinde getirdiği risklerin de titizlikle değerlendirilmesi önem arz etmektedir.

Türkiye’nin Doğal Gaz Tedariki ve Ukrayna Savaşı

Ukrayna savaşı, Türkiye’nin Rusya ile olan enerji ilişkilerini doğrudan etkilemiştir. Türkiye’nin yıllık 56 milyar metreküp doğal gaz ihtiyacının yaklaşık %40’ı Rusya’dan sağlanırken, savaş nedeniyle bu ödemelerde kesintiler yaşanmıştır. Bu durum, enerji güvenliği açısından riskler barındırmakta ve alternatif tedarik yollarının araştırılmasını zorunlu kılmaktadır.

Gelecek Perspektifi

2025 yılına yönelik öngörüler, enerji piyasalarındaki gelişmelerin yalnızca üretim kaynaklarıyla sınırlı kalmayacağını, pek çok yeni alanla doğrudan bağlantılı olacağını göstermektedir.
•    Enerji verimliliği
•    Enerji depolama sistemleri
•    Dijitalleşme 
.      akıllı şebeke teknolojileri, 
.      yapay zeka uygulamaları. 

Türkiye, dinamik ve yenilikçi yapısı sayesinde bölgesel enerji piyasalarında güçlü bir aktör olarak rolünü sürdürmeye devam edecektir. Yenilenebilir enerji yatırımlarının artması ve dijital dönüşümün hızlandırılması, ülkemizin uluslararası enerji sahnesindeki konumunu daha da güçlendirecektir. 

İlgili Yazılar

“Ukrayna Krizi: Türkiye’nin Enerji Güvenliği Üzerindeki Etkileri – Haluk DİRESKENELİ”

Suriye Krizi ve Türkiye Üzerindeki Etkileri: Haluk DİRESKENELİ’nin Değerlendirmesi

Rusya’nın Doğalgaza Bağımlılığının ve ABD Yaptırımlarının Etkileri – Haluk DİRESKENELİ